İncelememe kitaba bayıldığımı, tekrar tekrar okumak istediğimi, pek çok kişinin de okuyup beğeneceğini düşündüğümü söyleyerek başlayayım. Bir süre önce Balzac'ın birkaç biyografisini okumuş ardından kitaplarını okumaya karar vermiştim. Her ne kadar romanlarının çoğu dilimize çevrilmemiş olsa da çevrilen hepsini okumayı hedefliyordum. Bu hedefimin bitmesine az kaldı. Kitaplarından beğendiklerim de oldu beğenmediklerim de. Fakat bazıları beni benden aldı desem abartmış olmam. Hepsini ayrı ayrı sevsem ve hepsinde Balzac'ın hayatından bir şeylere rastlasam da dediğim gibi bazılarının bendeki yeri ayrı oldu. Onları genellikle paylaşmaya çalıştım. Şimdi de bu kitaptan bahsetmek istiyorum. Bu kitap İnsanlık Komedyası'nın Töre İncelemeleri bölümünün "Özel Hayat Sahneleri" kısmında yer alıyor. Şöyle bir baktığımda "Özel Hayat Sahneleri"ndeki pek çok eseri beğendiğimi görüyorum. En özeliyse "İki Gelinin Hatıraları" oldu. Kitap aslında sadece mektuplardan oluşuyor. İki genç kızın, gelinin birbirlerine gönderdiği mektupları okuyoruz. Arada bir farklı karakterlerin mektuplarına rastlasak da genel itibariyle iki kızın mektupları kitabı oluşturuyor. Louise ve Renée manastırda rahibe iki genç kız. Renée manastırdan ayrıldıktan kısa süre sonra Louis de ayrılmaya karar veriyor ve bu ikili aile evlerine dönüyor. Birbirlerine daima mektup göndereceklerini söylüyorlar ve bu iki dost hayatları boyunca bu kâğıt parçaları ile birbirinden ayrılmıyor. Aslında her ne kadar arkadaş olsalar da çok farklı karakterlere sahipler. Bu da hayatlarını belirleyen şey oluyor. İlk mektuplarda eve dönmenin nasıl bir şey olduğunu anlatırlarken çok kısa süre içinde ikisi de çok farklı olaylara sürükleniyor. Ve kitap süresince de bu böyle sürüyor. Balzac bir erkek olarak nasıl bu kadar iyi iki kadın mektuplaşması yarattı bilemiyorum. Okurken öyle bir hayranlık duydum ki anlatamam. Çok sık Balzac'ın erkek olduğunu kendime hatırlatmam gerekti. Çünkü duygular mektuplarda öyle belirgindi ki kadın bir yazar böyle yazabilir miydi bile diyebilirim. Beni en etkileyen kısmıysa annelik duygusundan bahsedilen kısımlardı. Dediğim gibi çok derindi. Okurken ben bile anne olmak isteyecektim. Çok etkilendiğimi tekrar söylemeliyim. Çoğu kişi okumadan "klasik aşk romanı" diyecektir ama ben de şöyle söyleyeyim hiç de "klasik" değildi. Sonuna dek insanı heyecanlandırıyor, bittiğinde ağzını açık bırakıyor. Bence kitabı özetleyen cümlem bu oldu. Kitabı çok eski bir basım olan "Milli Eğitim Basımevi"nden okudum. Daha yakın bir zamanda Can Yayınları'dan çıkan basım da benim okuduğum çeviriye sahipmiş. Çok güzel bir çeviriydi. O yüzden Can Yayınları'ndan alıp keyifle okuyabilirsiniz. Sevgiler.

İki Gelinin HatıralarıHonore de Balzac · M. E. B · 1991449 okunma

·

406 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.