Tuğlalar üst üste konuyor. İki hücre birbirine bağ dokusuyla tutturuluyor. Ağacın kökleri, toprağın içine doğru ilerliyor. Odun yavaş yavaş yanıyor. Su kaynamaya başlıyor. Çarkın dişlileri birbirinin içine geçiyor. Sünger, suyu emiyor. Dalın ucundan yeşil bir yaprak uzanıyor. Dört mevsimin birleşmesine yıl deniyor.
"Tespih taneleri yan yana diziliyor. Her biri, sırtını ötekine dayıyor. Bebek, anneye göbek bağıyla bağlanıyor. İnsan, hayata anlamla tutunuyor. Kitaplar raflara diziliyor. Kaldırım taşları yan yana döşeniyor. Ay ve güneşle zaman dokunuyor. Yedi renk birleşiyor, ışık oluyor. Kalp, ruh. beden, akıl, vicdan, şuur bir araya getiriliyor, insan oluyor. Bir Kudret Eli, her şeyi birbirine bağlıyor, bütünleştiriyor. Varolan her şeyin birleşmiş haline kâinat deniyor. Varoluş, birliktir. Birlik ise birleşmektir. Birleşemeyenler birliği oluşturamaz. Varlıkta birlik, Mutlak bir Varlığın her şeyi birleştirmesinin sonucudur".
Her şey arasındaki birliği, ancak Mutlak Bir Olan yaratır. Fakat dünya fanidir. Mutlak Bir, öyle irade etmiştir. Kuvvetli bir fanilik rüzgârı geliyor
Kuşlar, gökyüzünde dağılıyor. Adam, arkadaşıyla buluştuktan sonra, yaşadığı şehre geri dönüyor. Sözcükler dağılıyor. Cümleler parçalanıyor. İnsan susuyor.
"Hayat dediğimiz hengame, iki insan arasındaki mesafeden ibaret.
Birbirimizin ruhuna değebilmek için çırpındıkça çırpınıyor, bitap düşüyoruz sonunda.
O mesafe bir türlü kapanmıyor, kapanamıyor.
Kah, içine kapanarak yakınlığı arıyor insan.
Kah, içini dökerek;
kah alıp başını giderek.
Ne içine dönmek sorunları çözüyor hayatta.
Ne de gitmek.
Çünkü insan gittiği yere kalbini de götürüyor.
Her adım ömürden düşen bir gün çünkü.
Her adım bir ayrılık.
Kalbin istediği bir damla yakınlıkken, her ayrılık biraz daha mesafe."
Yazarın kalemini genel olarak beğeniyorum zaten.
İnsan duygularını anlatamaz, kelimelere dökemez. Sonra bir kitap karşına çıkıyor ve evet bu, işte şuan bunları yaşıyorum diyorsun. Bu eserde de bu duyguyu yakaladım. Bazı kitaplar, bazı yazarlar ertelenmemeli. Mustafa Ulusoy 'da benim için öyle ertelenmeden okunulması gereken bir yazar.
"Kalbin delik deşik. Her şey seni yaralayabiliyor. Ne kadar naziksin. Ne kadar kırılgansın. Çünkü insansın. Ağlıyorsun. Yorgunsun. Yaşamaktan yorgunsun. En çok gönül yorgunusun.." (syf 37)