Gönderi

25 eylül 1920 tarihli gizli oturumdan,
"İkide birde Meclisi Âlinizin bu mesele üzerinde müza­kere ve münakaşa açması caiz değildir kanaatindeyim. Bugün, bu makamı işgal eden zat bu millet ve memleket için hain bir adamdır (alkışlar). Müsaade buyrunuz beyim, hain bir adam­dır (alkışlar ve bravo sedaları). Meclisi Âlinizde şimdiye ka­dar pek büyük ve cidden tarihi cüretler gördük. Maateessüf şimdi makamı hilafet ve saltanatı işgal eden zat, bu millet için hain bir adamdır. İspat ettiniz ve bu milletin bütün mukadde­ratına bütün manasıyla vaziülyed (el koymuş) olduğunuzu ispat ettiniz (...) Halife ve padişah sıfatını takınmış olan kimse­nin bu milleti iğfal, ifsad etmek için bizzat iştigal eylediği bir­ takım teşkilatı mefsedetkârâne (bozguncu örgütler) vardır (...) Esir olan adam padişah olamaz. Hainane hareket ediyor. Bi­naenaleyh bu mesele ile iştigal caiz değildir." Mustafa Kemal Paşa hilafet ve saltanat makamına karşı konuşmamış, dahası, bu makamın gerekliliğini vurgulamış, ancak orada oturan Padişah ve Halife Vahdettin'in İngilizler­le işbirliği yaptığını düşünerek onu hayınlıkla suçlamıştır. Altı ay önce Meclis'in ilk açıldığı gün de Vahdettin'in hayınlığını biliyordu, ama söyleyemezdi. O tarihten sonra geçen olay­lar padişahın tutumunu milletvekilleri gözünde de az çok, açık seçik bir duruma getirdiği için bu tonda konuşabilmiştir.
Sayfa 77 - cumhuriyet kitapları - 13.09.1920- meclis başkanı mustafa kemal paşa'nın "beyanname"(bildiri) adı altında kendi görüşlerini meclise sunması üzerine yapılan uzunca tartışmaların ardından,
·
72 görüntüleme
doğa okurunun profil resmi
Bu bil­dirinin ikinci maddesi, günümüzün Türkçesiyle şöyledir: "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, hayat ve ba­ğımsızlığını kurtarmayı biricik amaç ve erek bildiği, halkı em­peryalizm ve kapitalizmin tahakküm ve zulmünden kurtara­rak yönetim ve hâkimiyetin gerçek sahibi kılmakla amacına erişeceği kanısındadır." Altıncı madde de şöyledir: "Egemenlik bağılsız, koşulsuz ulusundur. Yönetim hal­kın kendi yazgısını doğrudan doğruya ve eylemli olarak ken­disinin yönetmesi ilkesine dayanır." (Bu madde, somadan ilk anayasanın birinci maddesi olacaktır)
doğa okurunun profil resmi
Bu anayasa, yukarıda belirtildiği gibi, Meclis'in gerek açık oturumla­rında, gerek gizli oturumlarda çok uzun tartışmalara neden olmuştur. Bu konu­da bilgi edinmek için Meclis Tutanak Dergileri'nin sayılarını aşağıya yazıyorum: TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, cilt 4, s. 214-223; cilt 5 s. 291-292, s. 416-429, s. 448-453, cilt 6, s.141-188, s.295-305, s.389-408, s.414-438, s.520-525, s.558-583, cilt 7, s. 302-324, s. 353-382, s. 390-416. Ayrıca TBMM Gizli Celse Zabıtları, cilt I, s. 130-140- özellikle Atatürk'ün Padişah Vahdettin'i "hayınlık-la" suçladığı sözler için, s. 135-138.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.