Gönderi

Türklük Sözleşmesi'ne uymamanın nasıl ve ne gibi yöntemlerle cezalandırılacağı sözleşmenin hemen ilk yıllarında Şeyh Said İsyanı'yla birlikte açık bir şekilde belli edilmişti. Daha önce vurguladığım üzere, İttihatçı ve Kemalist liderlikler Müslümanlık Sözleşmesi süresince, Kürtlerin desteği hayati olduğu için en çok Kürtlere özen gösterdiler, en çok Kürtleri ikna etmeye çalıştılar ve özellikle Kurtuluş Savaşı boyunca eşitlik ve özerklik gibi sözler vermek zorunda kaldılar. Fakat Kurtuluş Savaşı'nın kazanılıp T. C.'nin kurulmasıyla birlikte, yatay Müslümanlık Sözleşmesi yukarıdan daraltıldı; gündelik dille söylenirse ''söz''ler tutulmadı. Yeni sözleşmenin Müslümanlığı daraltıp Türkleştirmesinin Kürtler açısından en azından üç anlamı vardı: Özerklik sözünün tutulmayıp merkeziyetçiliğe geçilmesi; Müslümanlığın yetmeyip Türkleşme zorunluluğun getirilmesi; halifeliğin ve medreselerin 1924 yılında kaldırılmasıyla İslam'ın siyasal ve kamusal anlamını kaybedip bir Türklük şartına dönüştürülmesi.
Sayfa 177Kitabı okudu
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.