2008 Prix Femina ödüllü Jean Louis Fournier den otobiyografik bir anlatı.
Bir çocuğun gözünden kahraman, koruyucu, şakacı, alçak gönüllü, sorunlu bir imge: Baba.
şimdi size sorsam Baba sana ne çağrıştırır diye offf neler duyarım işte bu anlatıda yazar bize babasından bahsediyor. Doğrularıyla, hatalarıyla, savaşlarıyla, haksızlıklarıyla ete kemiğe bürünmüş bir baba.
okurken kendi babamı düşündüm. Sahi babam ne sever, nasıl uyanır, tepkileri nedir, dışardaki babam nasıldır. sonuç olarakta hepsini biliyorum babamı doya doya tanımışım dedim.
Founier okurken nerden başlarım dersen bu kitabı ile tanışabilirsin ve zannımca devamını da getirirsin. Uzun uzadıya konuşulacak çok alıntısı var ama en önemlisi samimi ve akıcı dili.
#alıntılar
'' Bir sabah çok erken vakitte annem odama geldi, - sanırım baban öldü-dedi. Yine mi dediğimi hatırlıyorum.''
'' Babam kırk üç yaşında öldü, ben on beş yaşımdaydım. Bugün ondan daha yaşlıyım. Onu daha iyi tanımamış olmaktan dolayı üzgünüm. Bundan dolayı ona kızgın değilim. Şimdi büyüdüm, yaşamın zor olduğunu biliyorum.''