Gönderi

Mysteron okurunun profil resmi
"Yaradılış, kusurdan çıkıyormuş gibi gözüküyor. Çaba ve hayal kırıklığından kaynaklanıyor sanki. Ve bence dil de buradan doğdu. Yani, yalıtılmışlığımızı aşma arzusundan ve bir başkasıyla bir çeşit bağlantı kurma durumundan. Sadece bir hayatta kalma sorunu olsaydı kolay olurdu. Bilirsin işte, "Su" dediğimizde bir ses çıkarırız. Ya da "Sivri dişli kaplan arkanda" dediğimizde yine bir ses çıkartırız. Ama galiba gerçekten de ilginç olan şu: yaşadığımız tüm soyut ve kavranamaz şeylerde iletişim kurmak için aynı simgeler sistemini kullanıyoruz. Ne demek "hayal kırıklığı", "öfke" ya da "aşk"? "Aşk" dediğimde ses ağzımdan çıkar sonra diğer kişinin kulağına çarpar, beyninin kıvrımlı kanallarında yolculuğunu yapar yani, sevginin bulunduğu ya da bulunmadığı anılardan geçerek dediğimi kaydederler, sonra 'evet' derler, anlamışlardır. Peki ama anladıklarını nasıl bilebilirim? Çünkü sözcükler uyuşuktur. Sadece simgedirler. Ölüdürler, anlıyor musun? Ve deneyimlerimiz o kadar kavranamazdır ki. Algıladığımız pek çok şey anlatılamaz. Dile getirilemez. Dahası, yani, biz bir başkasıyla iletişim kurduğumuzda ve biz bağlantı kurduğumuzu hissettiğimizde, anlaşıldığımızı düşündüğümüzde zannedersem manevi bir birlik hissetmiş oluruz. Ve bu duygu geçici olabilir ama galiba da bunun için yaşıyoruz."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.