Haftanın ilk gününden herkese merhaba
Çok severek okuduğum ama nasıl yorumlanır bu güzel kitap diye düşünürken yazarın; "Bir roman alırsınız elinize, iştahla okumaya koyulursunuz. Sonra işiniz çıkar, kenara bırakırsınız. Bir telaş diğerini kovalar ama aklınız hep o romandaki kahramanların akıbetine takılır kalır." cümlelerinin hislerime tercüman olduğu "Mücevher Gözlü Anka" ile geldim.
Konusuna gelecek olursam Zümrüt Paşaoglu, ülkenin en meşhur avukatının kızı, yalıda son derece lüks ve paranın satın alabileceği herşeye sahip bir hayat yaşamaktadır. Dışarıdan bakan biri için mükemmel görünen bu hayat aslında birçok acıyı içinde barındırmaktadır. Küçük yaşta annesini kaybettiği için üvey anne ile büyümek zorunda kalan Zümrüt'e fazla kilolarından dolayı sürekli baskı yapan sorunlu bir üvey anne, yıllarca öğretmenlik vazifesinin altına saklanıp onu taciz eden Ziya Hoca ile geçer çocukluğu. Yıllar geçer nihayet üniversiteli Zümrüt tam özgürlüğüne kavuştu hayatının aşkını buldu diye sevinirken hayat ona yine acı sürprizini hazırlar. Aşık olduğu adamla ilgili tahmin edemeyeceği bir gerçekle yıkılır ve ondan ayrılıp ani bir kararla patronuyla evlenir. Peki bu kibar, anlayışlı ve Zümrüt'e son derece aşık mükemmel adam gerçekten öyle midir?
Bence daha fazla anlatmayım siz bu Mücevher Gözlü Anka'nın harika hikayesini mutlaka okuyun.