Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Yaşamak uzun süren bir intihardır," demiş birisi; benimki de bu sıralar tıpkı öyle işte. Fuzuli saatler, fuzuli günler, gereksiz yere yaşanmış aylar, yıllar... Bilmem kaç trilyon canlıdan biri olarak nefes alıp vermek artık heyecan vermiyor bana. Uzunca bir süre tutunacak bir dal aradım, bir bahane, bir gerekçe; kendimi kandırmaya yetecek kadarını bulamadım. Olmadı, olmuyor. Şimdi bu ıssız ve soğuk dağ başında ne kadar huzurluyum bilemezsin. Sonunda bir karara varmanın ruhumu hafiflettiğini gördüm, demek ki doğru yoldayım. Kendimi burada koyversem saatlerce deliksiz uyuyabilirim. Bir damla uyku için kıvranıp durduğum gecelere inat bu gece de ben uykuyu kıvrandıracağım. Bana hep, "Çok sakin uyuyorsun," derdin. "Ölü gibi hareketsiz." Nefes alışverişlerim bile zar zor fark ediliyormuş. "İyi ya," derdim ben de. "Horlayan, dönüp duran biri olsaydım ne yapardın?" "Olsun, ben yine de bu kadar sakin uyuyabilmenden hoşlanmıyorum; gamsız, umursamaz ve çok bencil görünüyorsun o anlarda." Böyle derdin. Gülerdik. Dediğinde gerçek payı olduğunu ikimiz de bilirdik. Gamsızdım, dünya umurumda değildi; yazılarımda tüm insanlığa karşı kutsal sorumluluğumu yerine getirdiğime öylesine inanırdım ki insanlığa hak ettiğinden fazlasını vermişim de herkes bana borçluymuş gibi hisse- derdim. Ne kadar doğru düşündüğümü ve haklı olduğumu şimdi daha iyi anlıyorum. Bok çukurunda debelenen bir insanlığa layık olduğundan çok fazlasını vermişim. Sen gittikten sonra uykularım bozuldu, altüst oldu. Bir gece kendimi videoya çektim, nasıl uyuyorum göreyim diye. Izlemeni çok isterdim, tam da istediğin gibi; çok gamlıydım, bir şeyleri fazlasıyla umursuyor ve adeta yatakla, yastikla kavga ediyordum. Burada olsaydın da görseydin diyeceğim ama burada olsaydın yine sakin sakin uyurdum, göremezdin.
·
310 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.