Gönderi

Yavuz Sultan Selim 20 Nisan 1514 Perşembe günü yola çıktı. Ordusuna Maltepe'de katıldı. Orada Bosna Valisi Hadım Sinan Paşa'yı Anadolu beylerbeyi tayin etti (23 Nisan). Ordu içerisinde yakalanmış olan Kılıç adında bir İran casusu, savaş ilanı beyannamesini de içine alan bir mektupla Şah İsmail'e gönderildi. Mektubun ana çizgileri yaklaşık olarak şöyle özetlenebilirdi: "Ben ki, Osmanlıların hükümdarı, gazilerin başı, kahramanların efendisi, iman düşmanlarını yıkan, kibirli ve zalim kralların önünde baş eğdiği Sultan Mehmed oğlu Bayezid oğlu, muzaffer Sultan Selim Han'ım. Sen İran ordularının başbuğu, şöhretli Emir İsmail'sin. Sana böylece hitap ediyorum ki, insanlara tevdi edilen işler sebepsiz değillerdir. Bunlarda insan ruhunun nüfuz edilmez sırları vardır. İnsan ilâhî emirlere bağlı olmalı ve din buyruğundan ayrılmamalıdır. Sultanların adalet üzerine bulunmaları, zulümden sakınmaları gerekir. Sana gelince Emir İsmail, sen kötü yoldasın, İslam inançlarının saffetini bozmuş bulunuyorsun. İslam'a karşı saygısızlıkta ileri gitmektesin. Sen, Müslümanlara karşı tiranlık ve baskı kapılarını açtın. Her türlü zulümden sakınmadın. İkiyüzlülük perdesi altında her tarafa karışıklık ve fesat tohumları ektin. İnsanları boğazlamaktan çekinmedin. Hem de onların en faziletli, en saygıya değer olanlarını ezdin. Ulemâ ve fakihler senin hakkında ölüm fetvası vermişlerdir. İslam dinini savunmak ve sapıklığı yıkmak için senin şahsında kötülükleri yok etme vakti gelmiştir. Alınan asil karara göre, seninle savaşa girmiş bulunuyoruz. Şimdi İstanbul'dan hareket edip sana doğru gelmekteyiz. Allah'ın yardımıyla zulüm kollarını yok edeceğiz. Seni, geçtiğin yerlerde yükselttiğin yangınların altında boğacağız. Sana bu mektubu yollayışımızın sebebi seni gerçek inanca çağırıştır. Savaş başlamadan evvel sana Kur'an'ın sözlerine uymanı teklif ediyoruz. İyilikle gerçek mezhebi kucakla. Gözlerini aç. Doğru yolu bul. Kendine dönmeni, hatalarından vazgeçmeni, dikkatli ve cesaretli adımlarla iyiliğe doğru yürümeni sana tavsiye ederiz. Gayrı meşru olarak bize bağlı ülkelerden zorla kopardığın toprakları bırakmanı da sana öğütleriz. Eğer güven içinde huzurla yaşamak istiyorsan, söylediklerimizi vakit kaybetmeden hemen yapmalısın. Yok eğer eski hatalarında direnirsen eğer, hâlâ kudretli olduğun görüşünde ve delice yiğitlik iddialarında ısrar edersen, az zaman içinde ovalarının çadırlarımızla kaplandığını ve askerlerimizle istila edildiğini görürsün. Hidâyet yolunda olanlara selâm." (Safer 920).
Sayfa 396 - İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, 2. Baskı "Padişah ile Şah İsmail Arasındaki Yazışmalar"Kitabı okudu
·
156 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.