Joseph von Hammer-Purgstall (9 Haziran 1774, Graz – 23 Kasım 1856, Viyana), Avusturyalı tarihçi, diplomat ve Doğu bilimleri uzmanı. Tarihçi, Geschichte des osmanischen Dichtkunst adlı eserinin iç kapağına ismini Yûsuf Hammer Purgstall olarak işlemiştir.
1774 yılında Avusturya'nın Graz kentinde doğmuştur. 15 yaşındayken Viyana'daki İmparatorluk Doğu Dilleri Akademisinde öğrenim görmeye başladı ve beş yıl boyunca diplomatik tercüman eğitimi gördü. Bu süre zarfında Türkçe, Arapça, Farsça dillerinin yanı sıraİtalyanca, Fransızca, Latince ve Yunanca da öğrendi. Dil öğrenmeye yatkın bir kişilikti. 1799 yılında ilk kez İstanbul'a geldi. Bu dönemde Doğu Tarihi ve edebiyatıyla ilgilenmiş Doğu Akdeniz'de Fransız'lar aleyhine İngilizlerin açtığı seferlere katılmıştır. Mısır'a gidip Arapçaöğrenmiş, 1807'de Avusturya'ya dönmüştür. Ülkesinde saray müşavirliği yapmış, imparatorluk akademisinde başkan seçilmiştir. 1835'te politikayı bırakıp kendine tamamen tarih çalışmalarına vermiştir. Osmanlı'da 1851'de kurulan Encümen-i Daniş'e seçilen bilim adamlarındandır.
Doğu dillerine ve kültürüne ait önemli eserleri Almanca'ya kazandırarak büyük yankılar uyandıran ünlü tarihçinin kabrinde yazan ismi "Yusuf Bin Hammer"dir. Kabir taşını kendisi çizmiş ve İstanbul'daki ulemaların mezar taşlarından etkilenmiştir. Mezar taşının üstünde yazanlar "Hüvelbaki" diye başlar, "Rahman olan Allah'ın merhametine sığınan üç dilin tercümanı müverrih Yusuf bin Hammer" diye biter.
Tam adı:
Joseph Freiherr von Hammer-Purgstall, Joseph Von Hammer
Unvan:
Avusturyalı Tarihçi, Diplomat ve Doğu Bilimleri Uzmanı, Yazar
Kazaklar, ilk defa olarak 21 Temmuz'da İstanbul önünde gözüktüler. Boğaziçi, her birinde yirmi kürekçi ve silahları mükemmel yirmi cenkçi bulunan yüz elli uzun ve hafif Slav Kazaklarının saldırısına uğradı. Bu sandalların baş ve kıçları olmayıp, çevirmeksizin ileri ve geri harekete elverişli idiler.
Kazaklar, Boğaziçi'ne yayılarak Avrupa yakasını tahrip etmekte ve Büyükdere'yi, Yeniköy'ü, İstinye'yi ateşe vermekte idiler. Bu korkunç hareketi durdurmak için İstanbul limanından beş yüz-altı yüz gemi çıkmıştı.
Fetihten beri muhafaza edilmekte bulunan meşhur zincir Boğaziçi kalelerine götürüldü. Başkentten çıkarılan on bin yiğit tehdit edilmekte olan sahile yayıldılar. Kanalın ortasında yarım daire şeklinde dizilmiş olan Kazak donanması Karadeniz'e dönmek için geceyi bekledi.
Birkaç gün sonra bu korkunç istilacılar, sayıları daha da artmış olarak yine boğazın girişinde göründüler. Feneri yaktıktan sonra çekip gittiler.
Sayfa 924 - İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, 2. Baskı "Boğaziçi'nde Slav Kazakları"Kitabı okudu
Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı 408
editör yazısı
HASBIHAL
Sevgili Türk Edebiyatı okuyucuları,
Bildiğiniz gibi, 2007 yılı UNESCO tarafından bütün dünyada doğumunun 800. yılı dolayısıyla "Mevlânâ Yılı" olarak ilan edildi. Büyük sufi, başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede sempozyumlar, sergiler,
Hammer yazmış ama çevirmeni tanımıyorum. Ve ne yazık ki çok kötü bir çeviri. Anlamayı güçleştiren okuyucuyu yoran bir çeviri. Cümlelerin hep birbirine bağlandığı 4,5 satırlık karışık cümlelerin olduğu bir kitap. Şu cümleyi iki okuyuşta anlayabilirseniz öneririm okuyunuz: "I. Bahadır Giray'ın küçük kardeşi Muhammed Girayı, onun ölümünden sonra, rodos'ta gözaltında tutulan Şahin giray'ın, Mısır'daki valiliği'nin ardından dönerken adaya uğrayan Mustafa Paşa tarafından lV. Muradın emri üzerine idam edilmesinin ardından han olarak atandı(1641)."
Bunun dışında hanları Meñli Geray'dan başlayıp Şahin Geraya kadar anlatmakta.
Avusturyalı tarihçi Joseph von Hammer-Purgstall, bu eseri 30 yıl boyunca erişim izni alabildiği kadar hem Avrupa hem de Osmanlı arşivlerini tarayarak oluşturmuş. Hatta o kadar ki Von Hammer, 1851'de Mustafa Reşit Paşa tarafından kurulan Encümen-i Daniş'e seçilen bilim adamlarından birisi.
Osmanlı İmparatorluğu Tarihi'nde genel
Kütüphaneme kazandırmak için yıllarca beklediğim, orijinali onlarca cilt olduğu için şimdilik iki ciltlik haliyle idare etmek zorunda olacağım enfes bir kaynak...
Osmanlı tarihi dendiğinde akla gelen sayılı isimlerden olan Hammer'in, İmparatorluğun tarihine bütüncül olarak bakabildiği kaynak gibi kaynak. Her Osmanlı Tarihi eseri gibi yer yer önyargıların etkisinde kalmış olması dışında hâlâ bütün tarihçiler içerisinde nadide bir yer verilen Hammer'in henüz aşılamamış bu eseri, hacimli ve bulanıklığı berrak gösterebilen bir durumdadır
Detaylarıyla birlikte İmparatorluğun kuruluş dönemi,
İlk idarecilerin derin analizleri,
Devletin din ve siyasal düzlemdeki mesafesi,
Fetihler ve çalkantılar,
Padişahların hatalı veya noksan hamleleri,
Askeri idarenin geçirdiği çalkantılı süreç,
Devlet idaresinde harem ve kadın üzerine dikkatli okumalar...
Dahası, en koyu Osmanlı ilgilisinin bile yer yer hayret edeceği yanlışların da bulunduğu, kütüphanenize de dimağınıza da çok şey katacak eserdir. Ayrıca okumaya başlayınca akıcı üslup elden bırakılmamaya da hayli diretiyor.