Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Takılmak
İlk takılma düşünsel takılmadır. (...) Örneğin yan kapağın üzerindeki bir vida sıkışır, açılmaz. Kılavuza bakıp, bu vidanın böyle sıkı olmasının özel bir nedenini ararsınız, ama onun, o harika veciz stiliyle tüm söylediği “Yan kapağı çıkarın”dır ki bu size öğrenmek istediğiniz şeyi söylemez. Ona göre, daha önce yapılması gereken her şey yapılmıştır ve yan kapak vidalarının sıkışması için bir neden yoktur. - Eğer deneyimli biriyseniz bu durumda, penetre edici likit ve darbeli tornavida kullanırsınız. Ama deneyimsizseniz tornavidanın sapını bir ayarlı pense ile tutup çok büyük bir kuvvetle döndürmeye çalışırsınız; bu sizin geçmişte yapıp da başardığınız bir iştir, ama bu kez yalnızca, vidanın yarığını laçka etmeyle sonuçlanır. Kafanızda kapak çıktıktan sonra ne yapacağınızla uğraşıyordunuz ve bozulmuş bir vidayla ilgili bu asap bozucu ufak sorunun, ne yalnızca asap bozucu ve ne de ufak olmadığını anlamanız biraz vaktinizi aldı. Takıldınız. Durdunuz. Bittiniz. O küçük vida sizi, motosikleti onarmaktan tamamıyla alıkoydu. - Bu, bilimde ya da teknolojide seyrek bir durum değildir. Bu, en yaygın durumdur. Salt, düz takılma. Geleneksel onarım işinde en kötü an budur; öylesine kötü ki, o gelmeden onu düşünmekten bile kaçınırsınız. - Artık sizin için kitaplar işe yaramaz. Bilimsel akıl da öyle. Neyin yanlış olduğunu bulmak için bilimsel bir deneye gereksiniminiz yoktur. Neyin yanlış olduğu açıkça ortadadır. Size gerekli olan oradaki, yarığı bozulmuş vidadan nasıl kurtulacağınız hakkında bir hipotezdir ve bilimsel yöntem size böyle hipotezler sağlamaz. Bu hipotezler sağlanmadan da yardımınıza koşmaz. - Bu, bilincin sıfır anıdır. Takılma. Yanıt yok. Bitmiş. Ayvayı yemiş. Ruhsal yönden perişan bir yaşantı. Zaman yitiriyorsunuz. Siz yetersizsiniz. Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz. Kendinizden utanmanız gerekir. Motosikleti, ne yapacağını düşünmesini bilen gerçek bir tamirciye götürmeniz gerekir. - Bu durumda, korku-öfke sendromunun üstün gelmesi ve sizde, o yan kapağa keski ve çekiçle vurmak, gerekirse bir balyozla kırıp atmak istediğini uyandırması normaldir. Bunu düşünürsünüz ve düşündükçe, motoru yüksek bir köprüye çıkarıp aşağı atma eğiliminiz artar. Küçücük bir vida yarığının sizi böyle tümüyle bozguna uğratması tam bir kepazeliktir. - Karşınıza çıkan şey Batı düşüncesinin büyük bilinmeyeni, boşluğudur. Fikire ve hipotezlere gereksiniminiz vardır. Geleneksel bilimsel yöntem, bu hipotezleri nereden bulacağınızı söyleyebilmeyi maalesef becerememiştir. Geleneksel bilimsel yöntem daima her şeyi, olup bittikten sonra anlamada tam başarılıdır. Nerede bulunmuş olduğunuzu anlamak için yararlıdır. Bildiğinizi sandığınız şeyi sınamada işe yarar, ama gitmek zorunda olduğunuz yer, geçmişte gitmekte olduğunuzun devamı olmadıkça size nereye gitmeniz gerektiğini söyleyemez. Yaratıcılık, özgünlük, buluş yeteneği, sezgi, düşgücü -başka bir deyişle “takılmazlık”- tümüyle onun alanı dışındadır. (...) Durumu yeniden değerlendirdiğimizi ve şu anda olan takılma olayını, yani bilincin sıfır noktasını, olabilecek durumların en kötüsü değil de içinde bulunabileceğimiz en iyi durum olarak kabul ettiğimizi düşünelim. Ne de olsa bu takılma Zen Budistlerin oluşturmak için çok uğraştıkları bir şeydir; derin nefesler alırlar, hareketsiz otururlar vs. vs. Zihniniz bomboştur, “boş-esnek” bir tavır takınmış bir “acemi”nin zihnidir. Bilgi treninin tam ön kenarında gerçeklik rayının üzerindesinizdir. Değişiklik olsun diye, bunun korkulacak değil de kazanılacak bir an olduğunu düşünün. Zihniniz gerçekten, adamakıllı takılmışsa, kafanızın düşüncelerle yüklü olduğu zamana göre belki de daha özgürsünüzdür. (...) Takılmaktan kaçınılmamalıdır. Çünkü o, her türlü gerçek anlayışın psişik öncelidir. Takılmayı egosuz kabullenmek, öteki uğraşlarda olduğu gibi mekanik işinde de tüm Niteliği anlamanın anahtarıdır. (...) Normalde vidalar öyle ucuz, küçük ve basit şeylerdir ki önemsiz olduklarını düşünürsünüz. Ama şimdi. Nitelik bilinciniz güçlendikçe bunun, şu tek ve özel vidanın ucuz, küçük ve önemsiz olmadığını fark edersiniz. Şu anda bu vida aslında tüm motosikletin fiyatı değerindedir, çünkü bu vidayı çıkaramazsanız motosikletin gerçekte hiçbir değeri yoktur. Vida konusundaki bu yeniden değerlendirme ile, onun hakkındaki bilginizi geliştirme isteğiyle dolarsınız. - Bilginizin genişlemesiyle, sanırım vidanın aslında ne olduğu konusunda yeni bir değerlendirme ortaya çıkacaktır. Onun üzerinde konsantre olur, düşünür ve yeterli bir süre üzerinde takılı kalırsanız sanırım bu kez vidanın bir sınıfa özgü olma niteliğini gittikçe yitirdiğini ve giderek daha çok kendine özgü bir nesne olmaya başladığını görürsünüz. Daha sonra, daha da konsantre oldukça, hatta vidayı bir nesne olarak bile değil, bir işlevler topluluğu olarak görmeye başlarsınız. Sizin takılmışlığınız geleneksel akıl kalıplarını adım adım elimine etmektedir
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.