Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

527 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Çok uzun zaman önce benzer bir konuda yazılmış bir eser okumuştum. Tabi onlar daha kısa ve birkaç konuya değiniyordu ama şöyle söyleyeyim ki 500 sayfalık bir tarih kitabı okuyorsam ve bu kitap önemli bir konu anlatıyorsa benim beklentim çok fazla yükselir. Her yeni kitap adeta bir öncekini unutturmalı ve damağımda hep o tadı bulmanın gerekliliğini hissederim. Tabi burada kendimizi ne kadar zorlarsak zorlayalım yazabileceğimiz satırlar ve sayfalar kitabı anlatmaktan çok uzak kalacaktır. Karşımızda bu kadar iddialı ve bir o kadar da güçlü bir eser var. Evvela Nutuk adını duyduğumuzda aklımıza ne gelecek? Burası mühim. Öyle bir kitap veya geçmişte kalmış bir konuşmadan ziyade tarihimizin en önemli kaynaklarından biri, Cumhuriyet tarihimizinse en önemli kaynağı olduğunu aklımıza getirmeliyiz. Çünkü gerek Kurtuluş Savaşımız gerekse de bu savaşın öncesi ve sonrasında yaşananlar ile çağdaşlaşma hareketinin gereklilikleri ve getirdikleri bu kitapta işlenmiştir. Evvela şunu düşünelim. 6 gün 36 saat 31 dakika boyunca tek bir şey konuşulduğunu ve bunu dinlediğinizi düşünün. Ki bunu şöyle kıyaslayalım bazen 1.5 saat yerine 2 saatlik filmler bile sıkıyor değil mi? Şimdi tekrar baştaki süreyi göz önüne alalım istiyorum. 1919-1927 arasının bir film gibi görüntü analizi değil de sesli anlatımı var karşımızda. Başta bağımsızlık olmak üzere yapılması gerekenler konusunda her şeyi yapacağını garanti edip daha sonrasında işler ciddileşince kaçanlar benim en çok dikkatimi çeken konudur. Özellikle ordudan istifa ettiği ve sivil olduğu bu yüzden de yalnız bırakıldığı hadiseyi herkes bilir zannımca. Güzel, doğru, anlamlı örnekler bu sebeple çok mühim. Emperyalizm’e karşı olan tutumunu gördüğümüzde neden sevilmediğini, neden içeride de düşmanları olduğunu ve bu toprakları karıştırmak için düşman devletlerin bu kadar büyük mücadele ettiğini de daha iyi kavrıyoruz. Az uyumak, çok çalışmak, sık sık fikir alışverişinde bulunmak oldukça önemlidir. Çünkü bunlar Atamızın, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize bıraktığı miraslarından biridir. Bu mirasa sahip çıkmak kadar bu mirası korumak ve genç nesillere de bu mirasın aşısını yapmak çok önemlidir. Mutlaka olması gereken budur. Umudum ve ümidim de böyle olacağı yönündedir. Sonuçta hepimiz için söylenen bir söz var: Bütün ümidim gençliktedir... Gece vakti kitabın son kısmına girerken yani Atatürk ve Silah Arkadaşlarına yönelik 150 sayfadan daha uzun bir kısım ayrılıyor. Burada Refet Paşa (Refet Bele), Rauf Bey (Rauf Orbay), Fuat Paşa (Ali Fuat Cebesoy) ve Kazım Karabekir inceleniyor. Gözlerim bu satırlarda yalnızca bir kişiyi aradı. Fevzi Çakmak. Atatürk dışında Mareşal unvanını cephede elde edebilen bu tek paşayı anmamak bence siyasi olarak bilinçli yapıldı diyorum. Ona ve onun hatırasına yer vermemek açıkçası Sinan Meydan gibi bu denli araştırmacı bir Cumhuriyet tarihçisinin aklına gelmeyecek şey değil. Yani Fevzi Çakmak’ı en iyi ve en kısa özetlemek istersek şunu söyleyebiliriz: Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında Mareşal Fevzi Çakmak varken kötü niyetle asla yaklaşamazsın. Bu kadar söylemek bile yeterlidir. Günümüzde Milli Savunma Bakanı, MIT Müsteşarı ve hatta Teşkilatı Mahsusa başkanının tek bir insan olduğunu düşünürsek de bu Fevzi Çakmak’tan başkası olamaz. Böyle bir insanı biraz olsun anmamak ise onun hatırasına en büyük ayıplardan olmuştur. Naçizane son düşüncem budur. Hepimize iyi, faydalı ve bilinçli okumalar dilerim..
Nutuk'un Deşifresi
Nutuk'un DeşifresiSinan Meydan · İnkılâp Kitabevi · 201995 okunma
·
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.