Bilinmeyen bir adadan ziyade keşfedilmemiş benliğimizin hikâyesi aslında…Kendimize dışarıdan bakmadıkça, ondan uzaklaşmadıkça kendimizi asla tanıyamayacağımızı söylüyor yazar. Bazen gerçekten kim olduğumuzu öğrenmek için, kendimizi oluşturduğunu düşündüğümüz “ben”i terk etmemiz gerek. Belki Saramago denizci ve kadının bilinmeyen adasını kesiştiriyor, ancak mesaj yine de açık: Eğer bilinmeyen bir ada bulmak istiyorsak, bu yolculuğu her ne pahasına olursa olsun, belki güvensiz bir tekneyle, belki tayfasız, belki de yalnız bir biçimde, ama her şekilde yapmak zorundayız. Tıpkı denizci gibi.. "tüm adalar bulundu” dese de bilinmeyen bir adanın olduğuna inanan ve onu bulmak için kraldan tekne isteyen, aslında denizci olmayan bir denizcinin masalı gibi..
“… Bilinmeyen Ada nihayet denize açılmış, kendini aramak amacıyla.”
İncelemeyi burada bitiyorum çünkü beni de bir deniz macerası bekliyor.. gitmem gerek. Kitapla ve kendinizle kalın :)