Şevket, çocukluk yaraları olan, hayatın en acı yönlerini görerek büyümüştür. Moldova'da ünlü bir aktörü döven Şevket, cezaevine girer. Kendisini savunması gerekmektedir çünkü aktör komaya girmiştir. Ancak Şevket tek bir kelime etmez. Tercümanı ile duruşma öncesi yaptığı konuşmada ise tek tek içini dökmeye başlar. Çocukluğunda çektiği acılar, insanlardan yediği kazıklar Şevket'i bambaşka biri yapmıştır. Mahkeme salonuna kadar uzanan sohbette Şevket'in yaşadıklarına tanık olmak oldukça üzücüydü.
Öykü kitaplarını okumayı herzaman çok sevmişimdir. Özellikle kısacık sayfalarda okuyucuya uzun uzun olayları anlatıp hissettiren yazarların başarısına hayranım. Bu kitapta kısacık olmasına rağmen duygu yoğunluğu o kadar yüksekti ki hiç bitmesin istedim. Okurken sanki gerçekten Şevket'i dinliyormuşsunuz hissi uyandırıyor. Olay kurgusu ise aşırı meraklı bir şekilde ilerliyor. Neden öyle oldu? Şimdi ne olacak derken son sayfaya geliyoruz. Şevket'in iç analizini derinlemesine okuduğumuz kitap için söyleyebileceğim tek şey muhteşemdi. Hem kısa hem etkileyici insanda iz bırakan bir kurgusu vardı. Kesinlikle tavsiye ederim.