Beni de gül aşkıyla şakıyan bülbüllerden yazsınlar... Hiç şüphesiz beni en çok etkileyen kısım kitabın yazılış sebebi. Bu bölüm bir Hz. Yusuf hikayesi ile başlıyor. Hz. Yusuf Mısır'a köle olarak getirilmiş pazarda satılacaktır. Herkes ona sandık sandık mücevher, çuval çuval misk, top top kumaşlar ile paha biçerken; beli iki büklüm bir ninecik yaşlı gözlerimin emeği dediği 99.999 ilmekten oluşan bir kelep ip ile talip olmak ister. Bunca hazinenin arasında bir keleple mi Yusuf'a talipsin diyen muhafıza ise: "Ben de biliyorum Yusuf'u bununla alamayacağımı ancak elimden gelen budur. Maksadım odur ki beni de onun talipleri arasına yazsınlar, o da Yusuf'a müşteriydi desinler. Ben müşteri olayım da belki de alıveririm." Der. Ve bu kitap tam 99.999 kelimeden oluşmaktadır. Şimdi soruyorum sizlere bu emeğin nahifliği "Verecek bir şeyim yok kelimelerimden başka; 99.999 kelimem ile talibim kâinatın en güzel gülüne şarkılar düzen bülbüller listesine" demek değil de nedir? Okumak için neden bu kadar geç kaldım diye hayıflandığım; elime alınca sayfaların su gibi aktığı ama bitmesin diye sindire sindire, içime işleyen her cümlenin üzerinden geçe geçe okuduğum bir eser. Kurgularına, zekasına, diline hayran olduğum kıymetli kalemin ömrümün en güzel çabası dediği eseri... Bu güzel çaba için okunmalı... "...birden gülümün asıl mirasını düşündüm; kitap ve sünneti!.. Kendime baktım. Dünyalıktan güzel tüylerim, nadide yakışıklılığım, güzellerden güzel sesim vardı ama bunlarla övünülmezdi ki!.. Hepsi geçiciydi. Belki gülüme adanmış kırk şarkı! Kalıcı olan, bütün bülbüllere miras bırakacağım kırk şarkı. Falanca yerde mamur bir yuvam yoksa ne çıkardı; gülümün aşkıyla şeydalanırken yuva da neydi? Bir yuva yerine onun kalbine girmek yetmez miydi? Gülümün kalbinden güzel yuva mı bulunabilir?"(Sayfa 577)

Bülbülün Kırk Şarkısıİskender Pala · Kapı Yayınları · 202010,4bin okunma

··

425 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.