"aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır"》Çağın dehası Biruni, ilmin ancak aşkla elde edilebileceğini söyler. Hayatını sürgünde tamamlamış olan Descartes da aynı görüştedir. İbni Arabi ise, kainatın bile aşkla yaratıldığını söylemektedir.
》Nedir aşk? Fuzuli'nin deyişiyle, alemde var olan her şey mi? Yoksa Genç'in, bütünüyle aşka adadığı bu kitabında okuyacağınız gibi, cefa ülkesinde umudun rüyası mı? Aşk sadece insan için mi?
》Nurullah Genç bu güzel kitabında hayata armağan ettiği kelimeler ile şiirin ve aşkın en güzel duraklarına götürüyor bizi.
》Kendisi benim için şiir denildiğinde akla gelen ilk isimlerdendir. Ve yine bana şiiri sevdirenlerdendir. Onun şiirleri hep beni geri gelmek istemediğim bilinmez yerlere götürür.
》Bu kitabında da aşkı anlatmış bize. Aşk nedir? Nasıl gelir? Bir gün biter mi? Gidişinin nasıl bir tesiri olur? İnsana özgü müdür? Ne hissettirir? Neden olmalıdır? Bunları sihirli kelimeleriyle izah etmiş bize. Kendi samimi üslubuyla. Onun kalemi olduğunu hissettirir tarzda dokunuşlar yapmış yine. Mesela şiirin içine öyle bir kelime yerleştirmiş ki, ilk bakışta bunun burda ne işi var deyip, anladığınızda bütünle uyumuna hayran bırakır cinsten.
Aşk tehlikeydi:
"ey sarı gök bulutu, ey ıztırâb gülşeni
dokundur ellerini şiirin alevine
yoksa aşk, bir köşede ansızın yakar seni"
Aşk beklentiydi:
"ey ipek gülüşlerle bahtıma düşen hayal
sen de mi koyacaksın beni karanlığımda
tutuştu yalnızlığım alev alev yanımda"
Aşk cesaretti:
"ya bir süreyya gibi patlayıp içimde kal
ya da intiharıma mahkum olma, kanımda"
Umuttu aşk:
"acılar, içimde tünel açarken
hâtıralar avucumdan uçarken
taşıyacağım seni"
Acıydı bazen:
"ceviz sandık bomboş; kapılar kırık
senden artakalan mor bir hıçkırık"
Sihirdi aşk:
"okunmamış esrârlı bir öykünün
memnû satırları gibidir yüzün
vuslatın eflâtun gecelerinde
uykusunu kaçırmışsın gündüzün"
Delilikti bazen de:
"sonra yine zindan oluyor dünya
bu nasıl işkence, bu nasıl rüya
o mu yok, bilmem ki ben mi hastayım
gece gündüz perişanım, yastayım"
Tezatların bütünüydü:
"kömür saçlarına tutunan kalbim
kahve gözlerinde giyer kefeni
imrenir yepyeni bir zindan bile
en güzel hücremde saklarım seni"
Somuttu:
"bir yılan ağlıyorsa bir köşede, hülyanın
aşk ateşi düşmüştür nâzenin pullarına"
Bağlılıktı:
"tuttuğun aynada birden kaybolup
yıllarca yüzüne bakmak isterim"
İşkenceydi aşk:
"boynumda kelepçeli bakışların urganı
üzerimde acılar kumaşının yorganı"
Vazgeçmemekti her şeye rağmen:
"hem canımsın, hem belâmsın, yine de
çekiminle bîçâreyim, gelemem
canı belâdan, belâyı candan
korumaya söz vermiştim; ölemem"
İsyandı:
"ben miyim yeryüzünde sadece üryân olan
ben miyim terkedilen, ben miyim ziyân olan"
Masumiyetti:
"senin o süt edâlı, tılsımlı ellerinden
nârin bir dokunuşa bile muhtaç hislerim"
Ölümdü aşk:
"bu sevmek, cellâdın ayak ucuna
koymaktır acıyı damıtanların
yasak düşlerini ve başlarını"
Arayıştı kimine göre:
"nasıl bulurum seni, çilekeş yollarda mı
âh, yüzün dost, ellerin neden bana el olur"
Sahiplenmeydi:
"kalbimin hüsnüyusuf mahrem bahçelerinde
derindesin, rüya kadar derinde"
Karamsarlıktı:
"aşk gizemli bir şarkıdır
dinleyemediğim
ayrılığın arkasından duyulan"
Ama en çok da karanlığın içindeki o umut ışığıydı:
"aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır"
》Güzel bir ayrıntı daha var ki; kitaptaki son şiir, diğer şiirlerin içinden ve başlığından ortaya çıkmış. Aşkın en güzeline denk gelebilmek dileğiyle. Kitapla kalın... :)