Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
"Dileklerini her zaman akıllıca seçmelisin. Aksi halde dilediğin şeyin aslında hiçbir zaman dilememiş olmayı dileyeceğin bir şey olabileceğini görürsün." Mutlu evlilikle başlayan ilişkileri zaman içerisinde yıpranmaya başlayan kitabın iki ana karekteri bir trafik kazasında ölürler. Bu durumun farkında olmayan çift boşanma kararı aldıkları gece eve döndüklerinde dokuz yaşındaki oğullarına kaza haberini veren polislerin gelmesiyle kendi ölümlerinden  haberdar olurlar. Yazar geçmişte birbirine sevgiyle bağlı olan bu çifte kitapta tekrar  aşklarını ve geçmişlerini yeniden gözden geçirebilecekleri bir şans verirken 'Dejavu' da böylece raflarda okunmak için yerini alır. Her ikisi de bu  inanılmaz olanı yaşayacaklarının bilincindedirler. Artık tek bir gerçekleri vardır o da gelecekte dünyaya getirecekleri oğullarına tekrar kavuşmaktır. Ve  tekrar yaşayacakları her şey ne yaşanmış olursa olsun onu kaybetme riskini bir daha  yaşamış olmamak içindir. Peki kitabın gidişatı nasıl ilerliyor dersek, çiftin zaman akışına müdahale etmeden sadece kendi evlilikleri ve birbirlerine duydukları aşkı tekrar kazanmak için verdikleri mücadele doğrultusunda yoluna devam ediyor. Okuru sıkmayan akıcı satırlarla ilerleyen kitap, geniş bir hayal gücüyle güzel, romantik dakikalarla aslında okunmuşluktan çok bir sinema filmi izliyormuş tadında. Bu terimin aslında kitap okurları için sık sık dile getirilmesi beni rahatsız etmiştir bir çok kez. Film izlenmek içindir, kitap okunmak için.O halde neden bir kitabı filme benzetme ihtiyacı duyuyoruz ki? Görsel hafızamız belki de izlediğimiz filmlerde  belleğimizde derin izler bırakan kişileri en ufak bir kıvılcımla hoooop hemencecik yerine oturtu veriyordur belki de.Yani demem o ki filmler neden bizde bir kitabı çağrıştırmıyor. Hangimiz bir dost meclisinde sohbetin koyu deminde yakınlarımıza "Bir film izledim sormayın tam bir kitabı okudum havasında" gibi bir cümle kurmuyoruz.Bu da bir çelişki, okumayı seviyoruz ama onu birşeylerle eşleştirmekten de geri durmuyoruz. Nasıl bu konu beni huzursuz etmişse artık kendimi de buna dahil ederek sitemimi de belirtmeden geçmek istemedim. Bundan sonrası spoiler içerebilir; . . . . . Bazen karşımızdaki birinin söylediği basit bir cümlenin öyle alelade geçiştirilmeyecek kadar önemsiz olmayabileceği gerçeğini de yazar bir kaç yerde vurguladığını belirteyim. En fazla ilgimi çeken erkek karekterin kadın karektere söylediği şu cümle oldu. Vicdanını susturmak için olsa gerek; "Sen beni anlamıyorsun" ithamının geçmişinde artık onu anlayan başka biri olduğu gerçeğini barındırması gibi bir kaç ayrıntı göze çarpan örneklerden biriydi. Girişte paylaştığım pasajda olduğu gibi dinlemek ve anlamak üzerine ince atışlar yapan yazar dua ve dilek üzerinden kitapta ki karekterlerin inançlarına da değinerek tüm romana yön veren gerçeğin aslında çiftin dokuz yaşadındaki oğullarının okulda zorba arkadaşlarının tacizlerine karşı bir dilek hakkını kulllanmasıyla şekilleniyor. Benim için kafa yormayan, dinlendiren bir kitap yolculuğu oldu.
Deja Vu
Deja Vu
Susan Fraser
Susan Fraser
Deja Vu
Deja VuSusan Fraser · Pegasus Yayınları · 200978 okunma
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.