Gönderi

Bu kentin insanları, yağmura tutulma korkusu nedir bilmez, havanın açmasını beklemezlerdi ya, içlerinden sadece bir tanesi onlara benzemezdi. Bu adam, pencereden gökyüzüne bakan adam… Bu adamın kimi kimsesi yoktu. Kentin iş kesimindeki koca koca yapılardan birindeydi iş yeri; oraya gider, gelir, evine kimseyi çağırmazdı. Gelmeyeceklerini bilirdi çünkü. Kendi de eşinin dostunun evine pek gitmezdi, üst üste çağrılmadıkça. Sessiz bir adamdı bu. Kimseye kötülüğü dokunmamıştı, kimseyi kırmamıştı şimdiye dek. Adam evine gelir, yıkanır, dişini fırçalar, yatağına yatardı; kitap okurdu, cıgara içerdi, uyuya kalırdı.
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.