Gönderi

Bazı şeyler dü- şünerek değil, üzülerek öğreniliyor. Ama öğrenilenden ve ne şekilde öğrenildiğinden asla bahsedilemiyor. Kişiyi kişi yapan bilgi de ancak böyle elde ediliyor. Kaynaksız, kırıklık, üzüntü, elde edemeyiş, kaçırış, en büyük fedakârlıkların ne- ticesinde en derin aşağılanış bilgiyi oluşturuyor. Öyle ki in- san bunları bildiğini bile söyleyemiyor, sadece artık öyle ya- şıyor. Daha neşesiz, daha sakin, kıpırtısız, daha dünyaya ba- ğını gevşetmiş, daha ince ve seyrek bakışlı, yeni üzüntüle- re ev sahipliği yapmaya daha hazır. Tanrı bu bilgilerin top- lamından istediği insanı mı çıkaracak, ne yapacak? İsteme- mek istenmemek gibi değilmiş, isteyip her zamanki gibi is- teğini gizleyip, her zamanki gibi isteğini elde edememek gi- bi hiç değilmiş. Güzelmiş, güzel. Istemem, vallahi istemem, billahi istemem, tallahi istemem. Hiçbir şeyinizi istemem.
Sayfa 37
·
16 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.