1064 sayfa kaç gün eder? Kişiden kişiye göre değişse de bana ortalama 25 gün süren bu eser sevdiğim eserler arasına girmeyi başardı! Büyük bir heyecanla söylüyorum çünkü bitmesini heyecanla bekliyordum. İlk olarak söylüyorum ki kitap abartıldığı kadar var mı? Tabiki hayır. Büyük bir heyecanla başladım ve akıcılığına kendimi kaptırdım. Arada duraklasam ve bazı günler okumasam da güzel bir kitaptı hakkını yiyemeyeceğim. Kitabın kalınlığına aldırmayın. Çok kısa sürede bitirebilirsiniz. Ben Ramazan’da olduğumuzdan dolayı okuyamadım. Zor geldi. Aç ayı oynamaz misali:) Okusam zaten yarı yarıya zamanı düşürürdüm. Öncelikle kitabın adı Anna Karenina ama bence kitabın adından çok (baş karakter Anna ve hikayesinden) yan karakterler olan Levin ve Kiti’nin hikayesini okudum gibi hissediyorum kendimi. Belki de öyledir. Kararsızım bu konuda. Anna Karenina kitabın sonuna göre manidar bir isim. O tam bir Karenina olarak hayatını sürdürdü ve sonsuza dek sürdürecek. Kitabın ana karakterleri olarak Anna Karenina, kocası Karenin, Vronskiy, Kiti, Levin, Stiva ve Dolli. Olaylar genel anlamda bu karakterler etrafında dönüyor. Tabiki ara ara yerlerini başka karakterlere bıraktıkları da oluyor. Dönemin Rusya sosyetesindeki çarpık ilişkiler çok kötüydü. Sadakatsizliği ve gururu net hissettiren bir kitaptı. Genel anlamda metres ve yasak aşk üzerinde duruyordu. Yasak aşkın ne kadar tehlikeli olabileceğini buram buram hissettirdiği de bir gerçek. Akıl, mantık sınırlarının ortadan kalktığı ilişkiler bana çok saçma gelirdi. Hala da geliyor ama Anna ve yasak aşkı bu fikrimi az biraz olsun değiştirebildi. Levin ve Kiti özellikle de Levin garip düşünceli ve çoğumuzda olan çağımızın hastalığına yakalanmış biri. Bu hastalığın bir tedavisini bulamadı ama iyi gelen şeyin ne olduğunu öğrendi. Kiti ise ‘bence’ zavallı bir karakterdi. Kendi kafasında kurguladığı kişi olmak istiyordu. Bunu başarıyordu da. Belki tavırları içtendi. Belki düşünceleri de. Ama bana biraz da olsun soğuk geldi. Belki de onu ve karakterini Levin’in ağzından okuduğumuz içindi. Kiti’nin kardeşi Dolli ise kardeşinden beter bir durumda tam bir zavallıcıktı. Elinde olan imkanları kullanmayı düşünmeyen, düşüncesiz, sürekli doğurmaya meyilli biriydi. Kocasının her gece başka bir kadınla onu aldattığını bile bile ondan yine de çocuk doğuruyordu. Kitapta belki de en kızdığım karakterdi. Tabi nefret ettiğim kocası Stiva hariç. İki yüzlü, çıkarcı, melek yüzlü şeytan. Hayatımda hiç onun kadar vasıfsız bir adam görmedim. Sorumlulukları olduğu halde kendine yeni heyecan arayan, arkasında kim ne durumda düşünmeyen, sadece keyfi için yaşayan tam bir gerizekalı. Neyse sinirlerim yine kabardı. Baş karakterlere geçsem iyi olacak. Vronskiy, Anna ve Kocası arasında dönen çarpık bir ilişki var ortada. Bu ilişkide üç taraf da suçlu ama içlerinden ikisi daha suçlu. Bu üç karakterden de bazı bölümlerde nefret etsem de hepsi sadece zevkleri için yaşıyordu bu hayatı. Farkında olmadan ve kör. Anna çok manyak bir kadındı. Gerçek duygularını sürekli bastırıyordu. Paranoyalarından belliydi zaten. Vronskiy ise tam bir rezalet. Sonunu başını düşünmeyen bir adamdı. Ne olacağım olacağız hiç demedi. Ömrü boyunca ölene kadar da yaşadığı her şeyin acısını çekecek bundan da adım kadar eminim. Tabi gittiği savaşta ölmediyse. Aleksey yani Anna’nın kocası ise iş dışında asla sorumluluk almayan biriydi. Yaşanan olaylardan sonra oğluyla ilgilenemeyip bocalamasından belliydi. Ama çok saf bir karakterdi. Şahsen elinden varını yoğunu alsan hissetmeyecek bir adamdı. Bu adama kimse dur demedi. Karşında oğlun var karın değil de demedi. Bir çocuğu en kötü şekilde yetiştirdi. Sevgisiz. Diktatörce. Sanki oğlu değil de işiydi. Sürekli kontrol isteyen hataya yer olmayacak bir proje. Olay örgüsüne bu kadar girmek yeter. Kitabın hoşuma giden en güzel tarafı kitapta bir zaman dilimi vardı ve biz bu zaman diliminin öncesine gidip o zamanki Rusya’yı ve sorunlarını görebiliyorduk. Savaş zamanı olan kaosları da gördük. Halkın açıklarını da gördük. Toplumun eksik yanlarını da. Tolstoy amcam, sevgiler saygılar kalemine sağlık. Ve sevgili Anna fark ettin mi bilmiyorum ama herşey bir tren istasyonunda başladı ve bir tren istasyonunda bitti.

Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,4bin okunma

·

56 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

nazire