Kitabı okumadan önce Not 1 ve Not 2’de yazılan kısa bilgiler bazı yerlerin daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Kitap 1999 yılında yayınlanıyor ve Booker ödülünü alıyor. 4 yıl sonra da Nobel ödülünü kazanıyor. İngilteredeki ilk baskısının kapağında da bir köpek görünmekte. Baş kahramanımız David, Cape Town’da bir üniversitede öğretim üyesi olarak çalışan, daha önce 2 kez evlenip boşanmış, orta yaşlı bir adam. Kitabın daha başından itibaren bir ‘’Don Juan’’ karakteri ile karşılaştığımızı düşünüyoruz. Evlilikler, boşanmalar, geçici cinsel deneyimler hatta genelevde çalışmakta olan Soraya ile rutine bindirdiği buluşmalar. Kendisine böyle bir hayat düzeni kurduğunu görüyoruz. İlk olarak, Soraya’yı çocuklarıyla birlikte görmesi üzerine, Soraya tarafından -paralı da olsa- ilişkinin bitirilmesi ile boşluğa düşüyor kahramanımız. Bundan sonra öğrencilerinden yirmi yaşındaki Melanie ile yakınlaşıyor. Sonrasında işler yokuş aşağı gitmeye başlıyor. Çalıştığı üniversitedeki işini ve itibarını kaybediyor. Buraya kadar bize sadece yaş ve statü üstünlüğünü kullanarak gerçekleştirdiği ‘’utanç’’ı anlattığını düşündürüyor. Bu konu üzerinden ilerleme beklerken kızı Lucy’nin (Lucy, zencilerin yoğun yaşadığı bölgede bir çiftlikte, bekar olarak yaşamakta ve çiftçilikle uğraşmakta) yanına gitmesi ve başlarına gelen olaylar sonrası farklı bir yöne ilerliyor kitap. Kitaptaki karakter tahlilleri çok sağlam. Yazımı çok güzel, merak içinde sayfaları çeviriyorsunuz. Lucy karakterine kızabiliyorsunuz okurken ama böyle insanlar da var. Kendi doğruları olan, yalnızlığı seven, çok konuşmayı sevmeyen, kötü de olsa ‘’kendi’’ bir şeyler becermek veya sahip olmak isteyen. Hatta yazar, Lucy’ye babasına karşı şunu söyletiyor: ‘’(alaycılığından dolayı)...çocukken yıllarca bana karşı kullandın bunu, amacın beni küçük düşürmekti.’’ Kişiliğinin gelişme sürecinde bir çocuk için önemli bir bilgi. Netice itibarı ile güzel kitaptı. Not 1: Güney Afrika’da 1948-1994 yılları arası uygulanan ırkçı yaklaşımları içeren dönem ‘’Apartheid Rejimi’’ olarak adlandırılıyor. 1948’de iktidardaki Ulusal Parti tarafından ‘Irkların Ayrı Gelişimi Teorisi’ne dayanarak başta yönetim olarak birçok alanda beyazlara üstünlük sağlanıyor. Hatta 1950 de çıkan bir yasa ile karma evlilikler yasaklanıyor, beyazların Hintliler ve melezler dahil diğer insanlarla ilişkiye girmesi yasaklanıyor. Uluslararası baskılar, ekonomik ambargolar sonrası uygulamalar zayıflayıp 1994’de seçimlerde Mandela’nın ilk siyahi başbakan olması ile sonlanıyor. Not 2: Lord Byron (1788-1824) İngiliz şair ve romantizm akımının önde gelen isimlerinden. Erken yaşta aşk serüvenlere başladığı yazılıyor. Bunlardan biri de evli olan Teresa Guiccioli. Önemli eserlerinden biri de ‘Don Juan’.

UtançJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 20182,464 okunma

·

73 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Cavitas