Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şoförümüz Gewran ovasında patlayan tekeri değiştirirken, kuzularını otlatan on-oniki yaşlarında bir oğlan çocuğu çekingen bir biçimde bize yaklaştı. -Bu kuzular senin mi? diye sordum Türkçe olarak. -Türkçe bilmem ben,diye yanıtladı Kürtçe olarak, gözdağı verircesine. -Nasıl? Okula gitmiyor musun? dedim Kürtçe olarak şaşırmışçasına. -Hayır, dedi sakin bir biçimde. -Çünkü orada bizi Türkçe öğrenmeye ve dilimizi unutmaya zorluyorlar. -Bilgisiz kalmaktansa Türk okuluna gitmek daha iyi değil mi? - Ben bilgisiz kalmıyorum ki, diye karşılık verdi sıkılarak. Gündüz köyün kuzularını güdüyorum, akşamda mollanın evine gidiyorum. -Öylemi! Peki ne yapmak için? -Kürtçe öğrenmek için, vallah! -Peki devlet size karışmıyor mu? -Mollamız çok akıllı. Resmi olarak Kuran ve din bilgisi öğrettiğini söylüyor... -Peki gerçekten ne öğretiyor? -Şairlerden söz ediyor özellikle ve bize ezberlemek için şiirler veriyor. -Bana birkaç mısra söyleyebilir misin? Çocuk Kürt klasiklerinden dizeleri ezbere okumaya başladı. -Söyle bakalım, bu yörede seninki gibi çok molla var mı? -Bilmem, çünkü köyden hiç ayrılmadık ben.Mollamızın öğrencileri olduğunu ve bazen kendisini görmeye geldiklerini biliyorum. -Peki sen,Kürt olarak mı kalmak istiyorsun,Türk olmak istemiyormusun? -Hayır,ez benî, diye yanıtladı kara ve ışıltılı gözlerini gözlerime dikerek, bizi Türk yapamazlar.
Sayfa 318Kitabı okudu
·
111 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.