No Pasaran! / Geçit Yok!Faşistler, öncelikle başkent Madrid’i ele geçirmek istiyorlardı. Madrid savaşı, temmuz 1936’dan mart 1939’e kadar sürdü. Mussolini’nin faşist lejyonları da Franco güçlerine yardım etti. Batı Avrupa basını Madrid’in düşeceği yönünde haberler yapıyordu. İngiliz hükümeti, Madrid düşer düşmez Franco’yu tanıyacağını ilan etmişti.
Halk Cephesi güçleri ise faşist ayaklanmaya karşı var gücüyle direniyordu. İspanya’daki antifaşistlerin sloganı şuydu: No Pasaran (Geçemeyecekler). Yani faşizme ve Madrid’e geçit yok. Madrid halkı, kadını ve erkeğiyle büyük bir direnç gösteriyordu. Madridli Cumhuriyetçi kadınlar, “Kahraman dulu olmak, korkak karısı olmaktan yeğdir” parolasını dillerinden düşürmüyordu.
8 Kasım 1936’da çeşitli ülkelerden gelen antifaşist kişi ve gruplar, “Uluslararası Tugaylar” adı altında Madrid Savaşı’na katıldı. Faşist İtalya ve Nazi Almanya’sı, hem karacı birlikleri, hem de hava kuvvetleriyle Madrid’e saldırıyordu. Dış desteği de arkasına alan Franco, üç kat daha büyük bir güçle Nisan 1938’de ülkenin üçte ikisini ele geçirmişti.
Franco, at üstünde yön gösteren süvari anlamındaki Caudillo unvanını aldı. Kullandığı slogan da, “Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Caudillo (Tek Önder)” idi. Franco, böylece kişisel diktatörlüğünü ilan etmiş oluyordu...
《《《《《《☆☆☆☆☆☆☆☆☆》》》》》》
"Bir koridor gibi çın çın öten daracık sokaktan ayaklarını vura vura uluslararası birlikler geçiyordu
Kimler yoktu ki aralarında?
Uzun saçlı aydınlar, inatçı komünistler
Nietzsche bıyıklarıyla yaşlı, sovyet filimlerindeki jönleri andıran yüzleriyle genç Polonyalılar
Kafası traşlı Almanlar, Cezayirliler, bunların arasına yanlışlıkla karışmış İspanyollar denebilecek İtalyanlar
Hiç kimselere benzemeyen İngilizler, Maurice Thorez'e ya da Maurice Şovalye'ye benzeyen Fransızlar
Hepsi de çelikleşmiş, dimdik!
Kışlalarına yaklaşıyorlardı ya, birden marş söylemeye başladılar
Ve yeryüzünde ilk defa olarak, savaş düzeninde yürüyen
Her ulustan karmakarışık bir sürü adam, Enternasyonal'i bir ağızdan söylemiş oluyordu
Kimselere nasip olmayan böylesi bir kardeşleşmenin görkeminden titredi Madrid
Coşkuyla fısıldadı tek bir ağız gibi: "Bizimle savaşmaya, bizimle ölmeye gelmişler!"
Onların dil sorunu yoktu, dünyayı yaratan ellerinden tanırlardı birbirlerini
No pasaran sır değildi onlar için ve hangi dilde verilirse verilsin anlarlardı "Hücum!" komutunu
Yüzlerini bile görmedikleri ispanya işçi ve köylüleri için aynı kahramanlık ve sadelikte öldü onlar
Öldüler haykırarak: "Diz çökerek yaşamaktansa, ayakta ölmek yeğdir! No pasaran!"
Ketlyifli okumalar....