Şevket Süreyya Aydemir, o günleri yaşayan bir kişi olarak, bu kıyımı şöyle özetler:
"Kısa bir süre sonra Köy Enstitüleri, üzerine kara bulutlar biriken şüpheli yuvalar haline getirildi: Teftişler, tahkikler, araştırmalar, kovuşturmalar, nakiller, tayinler, sürgünler ve gene nakiller.....
Ama baskılar bitmiyordu. Köy Enstitülüler'den bir devrede Yedek Subay Okulu'na gelenlerin 33'ü toptan çavuş olarak çıkarıldı. 1950'de iktidar değişip 1950'de DP hükümete gelince, Enstitüler üzerinde artık koyu bir terör havası esmeye başladı. Nihayet Köy Enstitüleri isimlerini de kaybettiler. Ve topraklarının çoğu şuna buna dağıtıldı."