Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

700 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Roman 1860'larda Rusya'da yaşanan radikal siyasi hareketlerin etkilerini ele almakta. Siyasi fikirlerin tutkulu savunucuları ve siyasi sisteme meydan okuyanlar tarafından işlenen suçları, bir grup radikal siyasi militanın, özellikle de nihilistlerin, Moskova'da yarattıkları kargaşayı ve toplumda yarattıkları etkileri konu alıyor. Aynı zamanda, insan doğası, ahlak, toplumsal yapı, aşk ve sadakat gibi konulara da değinmekte. Kahramanlarının hayatlarını ve karakterleri üzerinden, farklı ideolojilerin ve dünya görüşlerinin topluma ve insanlara etkilerini incelemekte. İşlenen konular, karakterlerin derinliği, dil ve anlatım tarzı gibi unsurlar felsefi yorumları uzun olmasına rağmen son derece akıcı. Karakterler arasında ayrım ve olaylar net şekilde aktarılıyor. Romanda eski bir devrimci olan Stepan Trofimovich Verkhovensky, oğlu Pyotr Stepanovich Verkhovensky, Pyotr'un sadık bir hayranı olan Nikolai Stavrogin, genç bir nihilist olan Virginsky, sıradan insanların hayatlarına giren Tikhon ve Marya Lebyadkina gibi farklı kişilikler yer almaktadır. Pyotr Stepanovich'in Moskova'da devrimci bir grup kurma planı ile başlıyor. Pyotr, nihilist felsefesi ve siyasi görüşleriyle tanınan bir liderdir ve Rusya'daki siyasi ve toplumsal düzeni yıkmayı amaçlamaktadır. Pyotr, Moskova'daki toplumun çeşitli kesimlerinde etkili insanlarla bağlantı kurar ve onları devrimci harekete katılmaya ikna etmeye çalışır. Pyotr'un amacı, devrimci bir topluluk oluşturarak, Rusya'daki mevcut siyasi ve toplumsal düzeni yıkmak ve yerine yeni bir düzen kurmaktır. Bu amaç doğrultusunda, Pyotr ve grubu, bazı şiddet eylemleri gerçekleştirir ve Moskova'da çalkantı yaratmaya başlar. Bu olaylar, romanın gidişatını belirleyen önemli bir unsurdur ve diğer karakterlerin de hayatlarına etki eder. Dostoyevski'nin bu romanının, özellikle nihilizmin ve anarşizmin Rusya'daki yükselişine karşı bir eleştiri niteliği taşıdığını söyleyebiliriz. Ayrıca, Rusya'nın tarihi ve kültürel bağlamında, batılılaşma ve geleneksel değerler arasındaki çatışmalarına da yer verilmiş . Diyaloglarla insan doğası, ahlak, vicdan aşk ve sadakat gibi konulara da derinlemesine bakarak karakterlerin yaşamlarında bu temaların önemini vurgulanmış. Rus toplumunun karmaşık yapısını, siyasi ve sosyal sorunlarını, ideolojilerin ve dünya görüşlerinin etkilerini, insan doğasının karmaşıklığını ve ahlaki sorunları ele alan, derin bir psikolojik ve felsefi roman olarak değerlendiriyorum. Romanın ana karakterleri, genellikle toplumun alt kesimlerinden gelen insanlar ve onların yaşadığı yoksulluk, çaresizlik, adaletsizlik ve ahlaki çöküntü, dönemin Rus toplumunun gerçeklerini yansıtıyor. Rusya'nın 19. yüzyıl sonlarında nihilizm ve anarşizm gibi fikirlerin yaygınlaşması sırasında bu fikirlerin topluma etkisini anlatılıyor. Romanın kötü kahramanları olan Stavrogin ve Pyotr Verkhovensky, nihilist felsefeleri benimsemiş ve toplumu yıkmayı amaçlamaktadırlar. Kötülük kavramı ise roman boyunca farklı şekillerde ele alınmış. Kötü kahramanlar tarafından savunulan nihilist felsefe, insanların hiçbir şeyden sorumlu olmadığı ve her türlü ahlaki kuralın anlamsız olduğu fikrini öne sürer. Bu düşünceler, toplumsal düzenin ve ahlaki değerlerin çöküşüne, bireylerin kendilerine verilen özgürlükleri kötüye kullanarak toplumsal yozlaşmaya yol açmaktadır. Bu nedenle, romanın kahramanları arasında gerçek anlamda "iyi" olanların sayısı oldukça az. İyi karakterleri arasında Peter Verkhovensky, Ivan Shatov, Stepan Verkhovensky, Lizaveta Nikolaevna gibi karakterler göze çarpıyor. Bu karakterler, romanın ana fikirleri arasında yer alan ahlaki değerlerin önemini savunuyorlar ve toplumun düzeltilmesi için çaba gösterenler,iyiliği temsil edenler. Ancak, iyilik kavramı da roman boyunca belirsiz ve tartışmalı bir şekilde ele alınmış. İyiliğin ne olduğu ve neye göre belirlendiği konusunda farklı karakterler arasında farklı görüşler var. Sonuç olarak, dostum Dostoyevski romanında kötülük ve iyilik kavramlarına ilişkin bizlere zengin bir tartışma sunuyor. Romanın kötü kahramanları, nihilist felsefeleri ve toplum üzerindeki etkileri açısından önemli bir rol oynayıp roman boyunca iyilik ve kötülük kavramları ele alınıyor. Bu romanda birçok etkileyici diyalog ancak benim favorim, Pyotr Verkhovensky ve Ivan Shatov arasındaki aşağıdaki diyalogdur: Pyotr Verkhovensky: "Sonsuza kadar fikirlerimizle mutlu olamayız, her ne kadar muhteşem olursa olsunlar. İnsanları kendi çıkarlarımıza uygun şekilde yönetmeliyiz, zorla mutlu etmeliyiz." Ivan Shatov: "Ama insanların özgür iradeleri var. Onları yönetemezsiniz, sadece kandırabilirsiniz." Pyotr Verkhovensky: "Ama insanlar kandırılmak istiyor. Kendilerini köleleştirmeye razı oluyorlar. Bizim görevimiz onlara ne yapacaklarını söylemek." Bu diyalog, romanın ana fikirlerinden biri olan özgürlük ve sorumluluk konularına dokunmakta. Pyotr Verkhovensky'nin görüşü, insanların özgürlüğünün sınırlanması gerektiği ve yöneticilerin insanları kendi çıkarları doğrultusunda yönetmesi gerektiği yönündedir. Ivan Shatov ise insanların özgür iradeleri olduğunu ve yönetilemeyeceklerini savunmaktadır. Bu diyalog, biz okuyuculara insan özgürlüğü ve bireysel sorumluluk kavramlarının önemini vurgularken tartışmalı bir konuya da aynı zamanda ışık tutuyor. Tespit edebildiğim temel fikirlerinin bir listesi: Toplumsal ve siyasal çöküş: Roman, Rusya'da nihilizm, radikalizm ve anarşizm gibi hareketlerin yükselişi sırasındadır. Dostoyevski, radikalizmin, fanatizmin toplumu nasıl etkileyebileceği ve sosyal düzenin çöküşünün sonuçlarını gösteriyor. İnsan doğası: Dostoyevski'nin diğer eserlerinde olduğu gibi, yine bu eserinde de insan doğasına odaklanıyor. Romanın karakterleri arasındaki dinamikler, birbirleriyle olan etkileşimleri ve yıkıcı sonuçları, Dostoyevski'nin insan doğasına dair derin anlayışını ortaya koymakta. Aşk ve cinsellik: Roman, aşk ve cinselliğin insan psikolojisi üzerindeki etkisini de ele alıyor. Özellikle, Nikolay Stavrogin ve Marya Lebyadkina arasındaki ilişki, aşkın insan psikolojisi üzerindeki derin etkisini bize gösteriyor. İnanç ve din: İnanç ve dinin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini de yine romanda ele alınan konular arasında. Özellikle Stavrogin'in inançsızlığı ve Piotr Verkhovensky'nin dini manipülasyonları arasındaki karşıtlığı. Toplumsal ve bireysel sorumluluk: Toplumsal ve bireysel sorumluluğun önemini pek çok yerde vurguladığını gördüm. Özellikle, radikal hareketlerin sonuçlarına karşı sorumluluklarını kabul etmeyen karakterlerin trajik sonları, Dostoyevski'nin bu fikri ortaya koymasına efsane yardımcı olmuş. Bunlar, romanının temel fikirlerinin elbette sadece birkaçıdır. Romanın geniş kapsamlı bir eser olduğunu ve birçok farklı tema ve fikri ele aldığını her okuyucunun başka keşifler yapabileceğini unutmamak gerekir:). Romanın sonu, ihtilal sonrası yaşananlar ve karakterlerin son durumu pek iç açıcı değil. Romanın ana karakterlerinden Stepan Trofimovich Verkhovensky, sonunda intihar ediyor. Pyotr Verkhovensky de kaçmak zorunda kalıyor ve bir daha asla görülmüyor. Stavrogin, sonunda yargılanmaktan kurtuluyor ancak ruhsal çöküntüsü yaşadığı vicdan azabı onu tüm toplumdan izole ediyor. Lizaveta Nikolaevna ise kendi özgürlüğünü buluyor ve Stavrogin ile olan ilişkisini sonlandırıyor. Romanın sonunda, ihtilalin toplumda yarattığı yıkımın acımasızlığı son derece etkileyici bir şekilde tasvir ediliyor. Dostoyevski, bir kez daha okuyucuya insanın doğasının karanlık ve vahşi yönlerini gösterirken aynı zamanda insanın ruhsal dünyasının derinliklerindeki umudu ve iyiliği de böylece yansıtıyor. Son bölümde iyi bir şeyler oluyor. İvan Petroviç'in kendisine anlatılan bir hikaye sayesinde içinde bulunduğu çaresizliği bir nebze olsun unutarak umut buluyor. Hikaye, kötü huylu bir insanın bile hayatında bir kez olsun iyi bir eylem yapabileceğini anlatmakta . Hikayeye göre, bir keşiş hayatı boyunca kötü şeyler yapmış ve pişmanlık duymadan ölmüştür. Ancak, cehennemde cezasını çekerken, bir gün bir başka kişinin cehennemde kalmaması için kendisini feda etme fırsatı bulur ve bu fırsatı değerlendirir. Bunun sonucunda, cehennemdeki ateş söner ve herkesi kurtarır. Bu hikaye, İvan Petroviç'e umut verir ve kendi hayatını da değiştirir. Bu hikaye, insanların değişebileceği, pişmanlık duyduktan sonra daha iyi bir hayat yaşayabileceği ve umut dolu bir gelecek için çaba harcamaları gerektiği mesajını verir. İvan Petroviç acı çekerek ölüyor ve cenazesine sadece birkaç kişi katılıyor. Ancak, bu sırada orada bulunan bir çocuk, diğerlerinin umursamazlığına karşı tepki gösteriyor ve İvan'ın ölümüne duyduğu üzüntüyü dile getiriyor. Bu çocuk, toplumda umut ışığı olabilecek insanların varlığını ve insanların birbirlerine daha fazla ilgi göstermesi gerektiğini vurguluyor. Dolayısıyla, çocuğun mesajı insanların birbirlerine daha fazla ilgi göstermesi, dayanışma ve empati duygularını geliştirmesi, toplumda daha fazla duyarlılık göstermesi gerektiği yönünde oluyor. Çocuk, insanların acı çektiğinde birbirlerine yardım etmeleri gerektiği ve birlikte hareket etmenin gücünün altını çiziyor. Not aldığım pek çok yeri atlamak zorunda kaldım. Pek çok çıkarım yapma fırsatı elde ettim. Bu romanda verilen mesaj, insanın doğasının hem iyilik hem de kötülük yönlerine sahip olduğu, ancak bu özelliklerin dengelenmesinin önemli olduğudur. Ayrıca, bireylerin kendi iç dünyalarındaki savaşları kazanarak ve dürüst olmalarıyla toplumsal değişimin mümkün olabileceği de belirtiliyor. Bunun yanı sıra, yıkıcı eylemlerin toplumu nasıl mahvedebileceğini ve insanların birbirleriyle empati kurmaları ve adaletli bir toplum yaratmaları gerektiğini de vurguluyor... Sevdiğim yerinden bir söz ile bitiriyorum. "Vicdan, insanın en değerli hazinesidir. Eğer bir insanın vicdanı yoksa, o insan her şeyi yapabilir." Ivan Petroviç Şatov. Pek çok psikolojik, sosyolajik ve felsefi perspektif kazandıran bu eseri sizlere de okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar
Şeytanlar
ŞeytanlarFyodor Dostoyevski · Şerq-qerb Yayınları · 20145,5bin okunma
·
134 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.