Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

456 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
EV'im, ÖZ'üm...
Ev, Nermin Yıldırım’la tanışma kitabım oldu. Ve iyi ki okumuşum, diyorum. Hatta keşke daha önce okusaymışım, bile diyorum. Yazar, AÜ İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve Yayın Bölümü’nden mezun olarak kendi alanıyla ilgili işlerde çalıştı. 2011’de Unutma Beni Apartmanı romanı ile yazarlığını perçinledi. Bununla kalmayarak geçen yıllara sevilen kitaplar serpiştirerek yoluna devam etti. Kendini bu alanda ispat edercesine çeşitli ödüller de aldı. 2020’de basılan Ev romanıyla benim gönlüme de taht kurmayı esirgemedi. Kalemini sevdim ve okuyan herkesin de kendinden bir şeyler bulabileceğini, seveceğini düşündüm. Roman “Gece uzun sürdü.” cümlesiyle başlayıp “Gece bitti, sabah oluyor. Sabah ne güzel bir kelime.” cümleleriyle sona eriyor. Başlangıç ve bitiş bir anlamda romanı özetliyor. Her insanın ömür yolculuğundaki karanlık gecelerinde yeterince cesur, sabırlı ve dirayetli olursa sabaha erdiği dönemleri vardır. Yazarın okuyucuya ilettiği mesaj burada gizli: Sabırlı, cesur ve dirayetli ol, kendinle yüzleş, özüne bak! Sonunda en karanlık gece bile güzel bir sabaha evriliyor. Romanın kahramanı Seher, Porto’dan başlayarak Santiago’ya bir yürüyüş için yola çıkar. Tek başına yapmayı planladığı bu yürüyüşe Ogo (Oğuz) da ısrarla dâhil olur. Seher için “Dünyanın Sonu”nda ölüme verdiği randevusuna doğru bir yürüyüştür bu yolculuk. En azından başlangıç olarak niyeti budur. Ancak fiziksel olarak yorucu olan bu yolculuk, bambaşka bir şekle bürünerek öze yolculuğa dönüşür. Attığı her adımla birlikte geçmişine, çocukluğuna yaklaşır. Orada yıllarca onun ilgisini, şefkatini, sevgisini bekleyen yapayalnız, küçücük bir kız çocuğu beklemektedir. Annesi ve babası çok küçük yaşta ayrılmış, dedesinin yanında kalan ve dedesinin ölümüyle birlikte evsiz kaldığını düşünen, yıllarca akraba evlerinde birinden öbürüne giderek yaşayan kırılgan ve küskün bir kız çocuğu... Yazar, kahramanını hem yolla hem geçmişle hem de bugünle sınamaktadır. Huysuz, nemrut görünen ya da öyle görünmeye çalışan Seher; yürüdükçe değişir ve dönüşür. Evsiz, çocuk Seher de asıl evine (özüne) doğru bir yolculuk yapar. Yazar bir yandan da okuruna sesleniyor: Hayat bir yoldur. Yol yürümek mi, yol almak mı derdiniz? Yoksa baştan yenilgiyi kabul edip yolda kalmak mı istersiniz? Romanda vurgulanan noktalardan biri de “yalnızlık”. Bazıları yalnızlığı seçer, bazıları ise yalnız kalır. Etrafımızdaki insanların çoğu bu duygudan korkar. Bir anlamda birileriyle iletişimde olmak, alışveriştir. Birbirlerinin arkadaşlığından yalnız kalmama duygusunu devşirirler. Oysa amasız, şartsız sevgiler beraberinde zaten yalnızlığı ortadan kaldıracak anahtarlardır. Seher’in Ogo ile, Kader ile paylaşımları da bunu gösteriyor. Yazarın sürükleyici bir anlatımı var. Psikolojik tahliller, tasvirler bu sürükleyiciliğe gölge düşürmüyor. Günlük konuşma dili, ayrıca rahat okumayı da sağlıyor. Tabii roman boyunca anlatılan yürüyüş yolu, şarkılar, filmler sizi sık sık Google’dan arayışlara sürüklüyor. Bilmediğiniz pek çok şeyi de satır aralarına sıkıştırıvermiş yazar. Kitabın arka kapağını kapadığınızda yeni yerler görmüş, yeni şeyler öğrenmiş, yenilenmiş, değişmiş ve dönüşmüş oluyorsunuz. Kendi evinize, özünüze doğru... Ev; dört duvar olmaktan çıkıyor, artık siz ev oluyorsunuz. Tıpkı Seher gibi... Daha fazla ayrıntı vermek istemiyorum. Kitapla birlikte bu yolculuğa siz çıkın istiyorum. Bu; hepimizin yolu, hepimizin yürüyüşü ancak bizzat deneyimleyebileceğiniz ve keyfini çıkarabileceğiniz bir yolculuk. Okumak isteyenlere son sözüm: Buen Camino! NOT: El Camino de Santiago, Avrupa kıtasında Almanya, Slovakya, İngiltere ve hatta İrlanda’ya kadar uzanan, Ortaçağdan beri Hıristiyanların en önemli hac güzergâhlarından biridir. Adını varış yeri olan İspanya, Galiçya’daki Santiago de Compostela Katedrali’nden alır. Bu görkemli kente uzanan Camino de Santiago, günümüzde doğa ve tarih meraklılarını ağırlayan dünyaca ünlü bir kültür rotasıdır. (Dünyanın dini içerikli en uzun rotası olan Camino de Santiago, 1987 yılında “İlk Avrupa Kültür Yolu” olarak tescil edildi ve aynı yıl UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini aldı.) Camino de Santiago, bugün farklı noktalardan başlayıp Santiago de Compostela kentinde sona eren değişik parkurları içermektedir. Bu yolculuğu yapanlara caminolar da deniyor. Güzergâh boyunca caminolar birbirlerini “Buen camino” (iyi yollar) diyerek selamlıyor. Ancak Caminoların sıfır noktası Katedral değil. Sıfır noktasına ulaşmak isteyenler Finisterre’ye kadar gidiyor. Finisterre’nin kelime anlamı dünyanın sonu/dünyanın ucu. Aynı zamanda İspanya’nın en batısında Atlantik kıyısında, kendisiyle aynı adla anılan bir burun ve deniz fenerine ev sahipliği yapan kasaba. Okyanusun ardında başka kıtaların varlığının bilinmediği zamanlarda almış bu ismi. Ve bir taraftan da ahiret noktası olarak addedilmiş.
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,468 okunma
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.