Gönderi

520 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Son sözler...
"Sonra acı çekme ve boğulma aşaması geldi. Bu acı ölüm değildi, sersemlemiş bilincinde bocalayarak dolaşan düşünceydi. Ölüm acı vermezdi. Hayattı, hayatın sancısıydı bu feci, bu insanı boğan his. Hayatın Martin'e vurduğu son darbeydi. Direngen elleri ve inatçı ayakları savrulmaya, kasılmaya, çırpınmaya başladı. Martin ise hem bu uzuvlarıyla hem de onların savrulup çırpınmalarını sağlayan yaşama arzusuyla dalgasını geçiyordu. Çok derinlere inmişti. Kollarıyla bacakları artık onu yukarı çıkaramazdı. Durgun bir hülyalar denizi içinde dalgalanmaya bırakılmış gibiydi. Renkler ve parlak ışıklar onu kuşatmış, yıkıyor, onun üstünde başında geziniyordu. O da ne? Deniz fenerine benziyordu ama beyninin içindeki bir fenerdi, çakıp sönen beyaz parlak bir ışıktı. Giderek daha seri biçimde çakıyordu. Sanki engin ve nihayetsiz bir merdivenden yuvarlanıyormuşcasına gümbürtüler duydu uzun bir süre. Dipte bir yerlerde karanlığın içine düştü. Bu kadarını fark edebildi. Karanlığın içindeydi artık. Bunu fark ettiği anda da farkındalığı sona erdi." Kitabın son cümleleri beni bitirdi. Bunlar belki okumayan kişiler için spoiler niteliğinde olabilir fakat dünyadaki bir romanın en iyi bitirilmiş sonu olduğunu düşündüğüm için bunu paylaşmadan edemedim. Uzun süre etkisinden çıkamayacağımı düşünüyorum. Ah Ruth n'olurdu Martini her şeyden çok sevseydin...
Martin Eden
Martin Eden
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391.4k okunma
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.