Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

O kadar gürültüsüz sevişiyordun ki kalbim etine vuruyordu. "uyan! uyan! uyan!" duymuyordun. şu erkekliğin de olmasaydı hiç kalkamayacaktı belki de sikim. sen boşalınca ben ağlardım, ipekten bambaşka bir göle dönüşürdü yatak. kıçını çevirip uyurdun, yalnızlığımı deliğine dayarken kalabalıklar kayardı gözlerinden. kutsal metinlere göre topraktan yaratılmıştık, senin de yalnızlığını kabul edip gömülürdüm etine. her kavuşmada farklı evlatlar doğururduk, korkuyorsak gözleri çok büyük, hüzünlüysek tepeden tırnağa yaşlı olurlardı. her kavuşmada kan dökülür gibi dökülürdü saçlarım koynuna. sense sürekli dövülürdün, sürekli kurşuna dizilirdin hayatının bana çıkmayan sokaklarında. belki de buydu sebebi, babaya boyun eğer gibi pes edişlerinin ve her fırsatta evden kaçan çocuk gibi beni terk edişlerinin. bu yüzden her sigaranı söndürdüğünde gördüğüm her şey ıssızlaşırdı. radyoda siyah-beyaz şarkılar başlar, siyah-beyaz manzarada çocuklar kaybolur ve kaybetme korkumun simsiyah evreninde yalnız renkli gözlerin kalırdı tanıdık. mutlu olurdum. yapacak bir şey bulamadığımda itiraf edebileceğim şeyler arardım hayatımda. artık güneşin arkasında olduğumuz konusunu açmıyordum. artık kalbinin bir girdap olduğunu söylemiyordum. değişmiştim. ilk kez birlikte uyandığımız sabah, soğuk yatağından sıçrayan bir nehir gibi gitmiştin ve dalgalar şehirden denize doğru kabarmaya başlamıştı. asla gösteremedim.
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.