Bu kesinlikle bu seri içinde favori kitabım! Vakit kaybetmeden kitabın konusuna geçelim: Empusai ailesinin gülleri, ailenin kadınlarının bahçeleri için feda ettiği kan damlaları sayesinde yüzyıllar boyunca çiçek açmıştır. Mikado/Mikki, ailesinin bu tuhaf geleneğini sürdürmesinin yanı sıra normal hayatına da devam etmektedir. Ta ki farkında olmadan bir ritüeli tamamlayıp kendini Gül Diyarı'nda bulana dek... Çok uzun bir zaman önce büyük bir öfkeye kapılan tanrıça Hekate, Gül Diyarı'yla birlikte diyarın koruyucusunu da sadece bir rahibenin bozabileceği sihirle büyüler ve şimdi bu sihrin ortadan kaldırılması konusunda Mikki'ye güvenmektedir. Canavar gibi görüntüsüyle Koruyucu ilk başta Mikki'nin korkmasına neden olur ancak kısa zamanda kadının, o ana dek hiçbir erkeğin yapamadığı kadar, ilgisini çeker. Ancak hem Gül Diyarı'nın hem de Koruyucu'nun kurtuluşu, Mikki'nin yaşam kaynağı olan kanını feda etmesine bağlıdır... Kitap, betimlemeleri ve yaratıcı olay örgüsüyle çok hoşuma gitti. Güzel ve Çirkin hikâyesi gibi. Tek fark buradaki canavarımız yakışıklı bir prens olmayacak! Aslında Mikki modern dünyada onunla yaşamayı kabul etseydi tanrıça Hekate Koruyucu'yu yakışıklı bir erkek yapacaktı ama maalesef Gül Diyarı'nda görünüşünü değiştiremiyordu... Nedenini merak ettim açıkçası... Sonuçta bir tanrıça... Neyse. Tüm seriyi okudum ve en çok etkilendiğim fedakarlığı sorsalar kesinlikle bu kitabı örnek verirdim. Ayrıca güller de en sevdiğim çiçeklerdir!

Gül TanrıçasıP. C. Cast · Pegasus Yayınları · 2011595 okunma

·

46 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rhea Dazai