Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

368 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Dikkat! Bu Yazı Kitabın Sonu Hakkında Bilgi Verir! Devletin unuttuğu uzak, kurak köylerden biridir Tozak. Yolu yoktur, suyu desen yok denecek kadar az. Sefalet desen misliyle... Ancak o köylüler bununla barışık yaşamayı öğrenmişler. Şükredip kardeşçe yaşarlar. Dışarıya çalışmaya gidenlerden haber alıp hallerine şükrederler. Bulurlarsa üzüm alıp şarap yaparlar cem ederken içerken. Kısacası kendi yağıyla kavrulmaya çalışan küçük bir köy. Bir gün eğitmen Rıza’nın aklına düşüverir. Purluk denilen, içi pur taşları ile dolu bir arazileri vardır. Eğer yeterince çalışır, taşları temizlerlerse bağ yapabilir, bundan sonra üzüm almak için köy kasaba gezmelerine gerek kalmaz. Bunu köylülerle paylaşır. Bu fikir herkesin aklına yatar. Başlarlar çalışmaya. Günlerce gecelerce sıcağın altında pişerek devam ederler. Sonuç tam da istedikleri gibi olur. Taşları temizlemeyi ve ekilecek bir yer haline getirmeyi başarırlar. Sonrasında binbir güçlükle asma fidanları bulur, onları dikecek çubuklar edinirler. Çok güçlük çekerler ama başarırlar. Asmaların olmadığı yerlere de bostan yaparlar. Bostanlara kavun ve karpuz ekerler. İlk sene bostandan mahsullerini alırlar, üzümler olmadıysa da asma yapraklarından kullanırlar. Köyleri berekete kavuşmak üzeredir. Bağların bekçiliğini yapmaya köyün en yaşlısı Kır Abbas gönüllü olur. Bir tek torunlarını sevmek için evine gider. Onun dışında varsa yoksa bağlar bostanlar. 4 yılın sonunda asmalar üzüm verir. Sevinçten yollara dökülür gelip geçenlere üzüm hediye ederler. Kendileri de ellerine geçen üzümlerle pekmez kaynatır, diledikleri kadar şarap üretirler. Artık köyleri bolluğa kavuşmuştur. Ancak birlik beraberlikleri bozulmaz. Bir gün köye kadastro memurları gelir. Onlar da hem köylünün evinde sefa sürer hem de onları aşağılar, hor görür. Medeniyet görmemişlikleri ile alay ederler. Köyün gömütlüğüne kadar her bir karış toprağı ölçer biçer kayıt altına alırlar. Buna purluk da dahildir. Onlar gittikten birkaç ay sonra purluğun aslında köyün arazisi olmadığı hazineye ait olduğu bilgisi gelir. Üstelik kullanıp üzerine dikim yaptıkları için de ücret talep edilir. Köylü bu haber ile yıkılır. Öncelikle Kır Abbas ilçeye gider kaymakama durumu anlatır, dilekçe yazdırır döner. Ardından köyün muhtar heyeti gider. En son köyün eğitmeni gider. Ancak onlar böyle uğraşırken karar kesinleştiği için kimse bir şey yapamaz. Devlet bağdaki üzümleri toplayıp satışa çıkarmaya karar verir. Kır Abbas ise gece gündüz başını beklediği bağların böyle ele gitmesine izin veremez. Bir gece yarısı kendi elleriyle diktikleri bağları boşaltırlar. Ertesi gün de asma yapraklarını yesinler diye inekleri bağa salarlar. Bağdan geriye asma çubukları ile onların altına yuva yapmış olan yüzlerce kaplumbağa kalır. Bunu gören memurlar çok kızar ve bunu ödeyeceksiniz diye tehditler savurarak köyden ayrılır. Bu kitap bize köylünün ne kadar yalnız ve çaresiz bırakıldığını bir kez daha anlatıyor. Gelişmeleri için eğitim ve hizmet götürmek yerine onları köyleri boşaltmaya teşvik eden memurlardan onlara acıyıp yine de bir şey yapmayanlara kadar devletin soğuk yüzü ile karşılaşırlar. Böylelikle devlete olan güvenleri sarsılır, tamamen içlerine kapanırlar. Zaten devletten pek bir beklentileri yoktur. Kendi yağlarında kavrulmaktadırlar. Devlete gerektiğinde vergilerini verirler, memuru geldiğinde ağırlarlar. Ellerinden ne gelirse yaparlar. Ancak devlet onların emekleri ile geliştirdikleri topraklarını ellerinden alır, bunun için de herhangi bir şey yapmaz. Bu köylü daha da devlete nasıl güvensin? Biraz kurnaz olanları artık devletin arkasından iş çevirmeye başlar. Bu hikâye bize günümüzdeki mevcut yozlaşmış yapıya bir günde gelmediğimizi anlatıyor. Yıllar içerisinde haksızlığa uğratarak, sömürerek, yalnızca alacağı olduğu zaman arayıp sorarak bu insanları üzdüler, yıldırdılar. Bu halk da yıllardır kendisini düşünürmüş gibi yapan her yöneticiye koşarak gitti. Bu düzen değişmediği sürece bu milletin değişeceği yok. O yüzden düzenlemeye köylerden ve köylülerinden eğitiminden başlamak şart. Tabii yıllar sonra hala köylerde yaşayan birileri bulunabilirse…
Kaplumbağalar
KaplumbağalarFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20063,451 okunma
·
1 artı 1'leme
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.