Bıçağın Ucu kitabı aslında çok önemli tarihsel bir romandır ve Aynanın İçindekiler adıyla yayımlanmış 7 kitaplık serinin de 1 numaralı kitabıdır. Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet’te Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz, Allah’ın Süngüleri ve Gazi Paşa da bu seriye bağlanan diğer romanlardır. 1909-1960 gibi uzun bir dönem kaleme alınmıştır. Toplumcu gerçekçi bir çizgide ilerler kitap. Kronolojik okumayla adeta aramda düşmanlık olduğu için ilk kitaptan başlamak benim için büyük şans oldu. Tabi ileride bu durum değişecek ama yazarın da dediği gibi serinin sırayla okunmasının bir önemi yok. Bu da benim gibi karma okurlar için çok iyi bir durum. Kitabın en büyük önemli kısmı benim için ilk bölümdür. Çünkü buradaki giriş ve ilerleyen süreç aslında 27 Mayıs’ı ve bu dönem yaşananları, ülkenin bu duruma kadar nasıl geldiğini çok iyi özetleyen satırlar var karşımızda. Okuyun geçin gibi değil üzerine düşünün de neler olduğunu görün, bunları tekrarlamayın ve aynı hataları tekrar ederseniz aynı durumları yaşamaktan kurtulamazsınız mesajını net olarak veriyor. Kitabın başlangıcı ve sona erdiği kısmı okuduğumuzda demek istediklerim tam olarak anlaşılır zaten. Bir tarafta tek parti döneminin sancısını çeken halkı net olarak görüyoruz. Aslında tek partinin ne kadar kötü olduğunu ve Atamızın neden sürekli farklı partiler açıp mecliste olmasını isteme çabasını anlıyoruz. Gerçek hayatta da böyledir. Eğer bir insanın rakibi yoksa mücadele edip kendini güçlendirmez, ilerlemez, gelişmez ve paslanır. Bazı ülkelerde bu durum böyle olabilir, koltuk sevdalarını yerel ve genel olarak değişmeyebilir. Biz daha global yorum yapıyoruz. Diğer yandan demokrasi adına demokratları iktidara getirenleri ve onların da ilerleyen süreçte sancılarını görüyoruz. Aslında seçilenden ziyade seçenin asla mutlu olmadığına şahit oluyoruz. Devam edilen süreçte karakter özelinde ilerlemek istemiyorum ama yaşananları gördüğümüz zaman ülkesinin gelişmesi için bireysel olarak mücadele edenlerin toplumsal olarak nasıl sıkıştırıldığını görüyoruz. Günümüzde bile bir şeyler yapmak için çabalayan, hayatı için planlar yapan insanları düşünelim. Kendinizi de böyle düşünün. Karşınızda en yakınlarınız bile nasıl başarısız olacağınızı, nasıl batacağınızı anlatır durur. Kimse de şöyle yap belki daha iyi olur, çok güzel düşünmüşsün gibi olumlu yorumlar yapmaz. Yapanı bulursanız zaten onun yerini ayırın diye tavsiyemizi ekleyelim. Satırlarımızı son olarak şöyle bitirelim. Kitapta okuyanlar bu kısımda elbet gülümsedi ve gurur duydu biliyorum ama yine de ekleyelim bu güzel sözü. Çünkü çıktığımız bu yolda, başarıya gitmek için verdiğimiz mücadelede Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözü çok önemlidir: Her halükârda tehlikeyi göze alıp bir tecrübe edeceğim. Ahval ve şerait öyle ki, önümüzde aynı kapıya çıkan tek bir yol kaldı: “YA GALİP GELECEĞİZ YA DA MAĞLUP OLMAYACAĞIZ!” Hepimize iyi okumalar dilerim..

Bıçağın UcuAttila İlhan · Bilgi Yayınevi · 1981282 okunma

··

156 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak