Gönderi

“Sokrates’i yalanlamak için, laırtana etkisine, içgüdüden daha iyi bir ad bıılma olanağı yoktur. Sokrates, Grek devlet yargıç­ lığının önüne çıkarıldığında, çözümsüz karşıtlık içinde onun için düşünülen tek ceza sürgündü. Bu bilmece, bu anlaşılmaz­ lık, bu açıklanamazlık sınır dışı edilmesiyle anlatılacak, ger­ çekten daha sonra böyle bir kuşak ortaya çıkmamış olsaydı, Atmalılar alçakça bir eylemde bulunmuş kimseler olarak gös­ terilecekti. Çünkü ölüm ve sürgün cezası yalnız onun için açıklanmamıştır görünüşe bakılırsa Sokrates, ölümün karşı­ sında, korkusuz bir yürekli ve doğal bir ürperti duymadan durmuştur. Evet, ölüme gitti, hem de ağırbaşlılığım koruya­ rak kıpırdamadan, Platon’un yazdığına göre son kadehi gü­ nün ilk alacakaranlığında, sessizce içerek şölenden ayrıldı. O, bunu yeni bir gün başlasın diye yaptı, nitekim onun arkasın­ da, sıraların üstünde, yerde uyuklayan sofra arkadaşları kaldı­ lar, bunlar da Sokrates gibi gerçek bir sevgi ozanı üstüne düş­ ler kurmak içindi. Ölen Sokrates yenilendi, yoksa soylu Grek gençliğinin göz önünde somutlaşan ülküsü olamazdı: Herkes­ ten önce, kendine özgü davranışları olan Grek delikanlısı Pla­ ton, yine kendi sürü anlayışının tutkulu özverisiyle, bu görü­ nümün önünde yere yığılmıştır.”
·
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.