Hüznün, ölümün ve isyanın şairi füruğ.Abbas kiyarusteminin filmiyle furuğ'la tanışmıştım. sonrasında henuz hiç okumadığım halde birgün rüyamda kendisini gördüm. Kendisiyle çok pis, kötü bir barda buluşmuştuk. Yeni yazdığı şiirini fikrimi almak için benimle paylaşıyordu. Fakat şiirini hatırlamıyorum. Ama kalkarken gülümseyip bakma buranın bu kadar pis olduğuna ruhumuz burda öyle güzel çiçekler açacak ki kokularının güzelliğinin tarifi yapılamayacak diyordu. Sonrasında muhakkak okumalıyım demiştim. Furuğ okurken insan duygudan duyguya öyle bir geçiş yaşıyor ki. Geçişi farketmiyorsunuz bile ama o kadar güzel hissettiriyor ki çevirin olmasına rağmen. Henüz 33 yaşında Furuğ çocukları ezmemek için direksiyonu kırıyor ve maalesef kendisini kaybediyoruz. Ama siiri ilk gün ki gibi tırtıl halde. Ve her okuduğunuzda ruhunuzda, kalbinizde hayallerinizde kelebekler uçuşuyor. Evet furuğ şiirin pis dünyamıza çok güzel kokan çiçekler ekmeye devam ediyor