O zamana gelinceye kadar Tolstoy, dünyaya metafizik anlamının ne olduğunu hiçbir zaman sormamıştı;
bir sanatçının, modelini seyretmesi gibi seyretmişti dış dünyayı ve olup bitenleri bir çocuğun tabii neşesiyle karşılamıştı;
resimlerini çizdiği olaylar her zaman uysal bir şekilde onun karşısında duruyorlardı ve yaratıcı ellerinin okşamalarına
'birden bire uyanan zihni'...
Çok ilginç, demek ki 50'sinden sonra bile bir insan bu kadar değişebiliyor, görmezken görür oluyor, hissetmezken hisseder oluyor, kalbi çevresine açılıyor...
Değişiyor mu, değişebiliyor mu.. bak bundan emin değilim.. zihninde çakan şimşek.. tabiatını nasıl etkiler.. mizaç, Huy, tabiat, fıtratı değişmiyor.. değişen durduğu yer ve bakış açısı.. Herakleitosun dediği gibi "Huy, kaderdir"..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.