Gönderi

Her ne kadar yıllık takvimlerde kış mevsimi sulu sepken yağan kara ve rüzgâra göğüs gererek cüppesini kendine kalkan yapan yaşlı adam figürüyle tasvir edilse de, biz onu neşeli bir ormancı ve en az yaz kadar tasasız, sıcakkanlı bir genç olarak hayal ediyoruz. Fırtınanın keşfedilmemiş görkemi gezginin moralini yüksek tutar. Bizimle vakit öldürmez ama tatlı bir samimiyeti vardır. Kışın daha içe dönük bir yaşam süreriz. Kalplerimiz, pencereleri ve kapıları yarısına kadar kara gömülü olsa da, bacasından keyifli bir duman tüten kır evleri kadar sıcak ve şendir. Bizleri eve hapseden kar yığınları evdeki huzuru bir kat daha artırır ve yılın en soğuk günlerinde şöminenin başında oturup bacanın ucundan gökyüzünü seyretmekten, şöminenin yanındaki sıcak bir köşede sessiz ve dingin hayatımızın tadını çıkarmaktan yahut sokaktan geçen sığırın böğürtüsünü ya da uzaklardaki ambarlardan tüm öğleden sonra yükselen harman döveni sesini dinleyip nabız atışlarımızı hissetmekten mutluluk duyarız.
Sayfa 74 - Can YayınlarıKitabı okudu
·
41 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.