Graham Greene’den okuduğum ilk kitap Mesele’nin Özü ama diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
Kitapta Batı Afrika’daki bir İngiliz sömürge ülkesinde, polis memuru olarak 15 yıldır görev yapan Scobie’nin hayatından bir kesit okuyoruz. Sanki gürültüsüz bir film izlermiş gibi hissettim kitabı okurken. Bütün sahneler tek tek aklımda kaldı.
Scobie, mesleğini hakkıyla yapan, yalan dolanı olmayan düz bir adam. Ne var ki bu sıcak ve bunaltıcı ülkede çalışırken bir yandan buradan gitmek için yanıp tutuşan eşi, bir yandan iş çevresi, bir yandan katolik inançları Scobie’yi bir sıkışmışlığın içine hapseder. Kitabın ilerleyen bölümlerinde bu sıkışmışlıktan kurtulmaya ve mutlu olmaya çalışsa da hayat onu artık dönemeyeceğini bir noktada kapana sıkıştırmıştır.