“Kimsin sen?” diye sordu fısıldayarak.
“Adım Ed,” diye fısıldadım.
“Benim adım Angelina,” dedi. “Bizi kurtarmaya mı geldin?” Gözlerindeki minik umut ışıltılarını görebiliyordum.
Onu daha iyi görebilmek için çömeldim. Bunun için geldiğimi söylemek istiyordum ama sesim çıkmıyordu. Sessizliğimin umudunu söndürmekten başka bir işe yaramadığını görebiliyordum. Sonunda konuştuğumda umudu neredeyse tamamen sönmüştü. Kararlı bir tavırla ona baktım. “Doğru tahmin ettin, Angelina,” dedim. “Buraya sizi kurtarmaya geldim.”
Umudu tekrar canlanırken bana yaklaştı. “Yapabilir misin?” diye sordu, şaşkınlıkla. “Gerçekten mi?” Sekiz ya şında bir kız bile bundan kurtulmasının neredeyse imkânsız olduğunu görebiliyordu. Bana inanmak için iki kez sorması gerekmişti.
“Elimden geleni yapacağım,” dedim ve kız gülümsedi.
Gülümsemeye devam ederek bana sarıldı. “Teşekkürler, Ed.”