Gönderi

418 syf.
7/10 puan verdi
Anlamlı ve coşkulu bir yaşam için
Kitabın kapağında bu başlığı gördüğüm zaman dedim ki "tamam, işte ihtiyacım olan kitap bu!" Sonra da okumaya başladım. Kitabı okuyuş sürecim oldukça uzun sürdü çünkü bir çırpıda okunabilecek bir konusu yok. Nerdeyse her cümlenin sindirilmesi ve anlaşılması gerekiyor tam anlamıyla okuyabilmek için. Kişisel gelişim tarzı bir kitap bu. Kitapta geçen savaşçı kavramı ise birçok özelliği barındıran, ulaşılması kolay olmayan bir kişilik. Kendi hayatıma bakacak olursam hiçbir zaman tam anlamıyla savaşçı olmayacağımı ve olmak istemediğimi biliyorum. En azından şimdilik. Çünkü savaşçının yapması, olması gereken özellikler ve durumlarda benim tercih etmeyeceğim kısımlar da var. Fakat bunlar arasında hayatıma ekleyeceğim, olmak için çabalayacağım ve olmak istediğim özellikler de var. Bu yüzden kitabın bana hatrı sayılır bir katkıda bulunduğunu ve bulunmaya devam edeceğini düşünüyorum. Örneğin bitirilmemiş işler bölümü ciddi anlamda ilgimi çeken ve üzerine iyice düşünmek istediğim bir konu oldu. Değinilen gestalt terapi, kendi okuduğum üniversite bölümünü de göz önünde bulundurunca iyice üzerine durmam ve belki ileride bu ekolle çalışmak isteyebileceğim fikrini aklıma düşürdü. Kitapta altını çizdiğim, önemsediğim çok fazla cümle oldu ki bazılarını bu uygulamada da paylaştım. Ayrıca don Juan'la ilgili olan alıntılar da çok ilgimi çekti bu yüzden ileride o kitapları da okumak istiyorum. Kitapta rahatsız olduğum birkaç şey de vardı. Arif öğretmenin bir yerde başörtüsü için 'osmanlı zihniyeti' ifadesini kullanması. Başörtüsü giyinmek bir osmanlı zihniyeti değil, dini bir gerekliliktir benim gözümde. Ama bu gerekliliği yerine getirip getirmemek kişinin kendisine kalmış bir şeydir, o ayrı bir konu. Bir de kitapta bazen etraftaki insanları gözlemlerken Doğan bey kadınların eğer başörtüsü varsa bunu hep belirtme gereği duymuş nedense. Bu da anlamlandıramadığım ve rahatsız olduğum bir durumdu. Örneğin bir kısımda yürüyen 3 kız arkadaştan bahsedilen bir cümle vardı ve hemen ardından gelen cümlede 'hepsinin başı örtülüydü' benzeri bir ifade vardı. Yani bu betimleme ekstra bir şey katmıyorsa (ki fikrimce katmıyordu) belirtilmesini gereksiz buldum. Kısacası başörtülü kadınların ayrı bir insanmış gibi bahsedilmesini sevmedim. Bir de bazen çok felsefeye giriliyormuş gibi hissettim ve bu durum okur seyrimi oldukça yavaşlattı. Yine de kitabın geneline bakacak olursak hayatıma uygulayacağım ve uygulamayacağımı bildiğim birçok şeyi fark etmemi sağladığı için okumaktan memnun kaldım. Sizlere de okumanızı tavsiye edebilirim.
Savaşçı
SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Sistem Yayıncılık · 200110bin okunma
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.