Yazarla ilk tanışmam bu kitapla oldu. Oldukça net ve güzel bir Türkçe ile karşılaştım kitapta. Kitap fantastik ve bilim kurgu roman türünde. Fantastik türü okumuşluğum ve beğenmişliğim vardı ama bilim kurgu romanına karşı ön yargılıydım. Eğer tüm bilim kurgu romanları böyle okuru sıkmıyorsa oldukça güzel bir türmüş, diyebilirim. Romanda devlet memurluğu görevinde bulunan (harita kadastro) Ömür'ün siyasi yazılar yazması kurumundaki müdürleri rahatsız etmiş ve Ömür'ün tayin zamanına bakmaksızın onu Mars'a tayin etmişler. Roman bu Mars sürgünü ile başlıyor. Eşi Feray'ın bu sürgüne tepkisi de eşinin siyasi içerikli yazılar yazmayı sürdürmesinden. Ama sadece bu sebep değil bence. Ayrıca karşı komşuları olan adı verilmeyen doktor da etkili. Çünkü kitabın sonunda görüyoruz ki Feray eşini o doktorla aldatıyor ve bu olay evlilikleri sürecinde olduğu için de Ömür'ü fazla sert dille eleştiriyor, her şeyine aşırı tepki veriyor. Yani tamamıyla suçluluk psikolojisi. Ömür ise dünyanın en mert, doğru insanı olarak çizilmiş bir karakter. Asla eşini aldatmayı düşünmüyor. Karşısına böyle bir fırsat da çıkmasına rağmen hem de. Gazeteden arkadaşı da olan kızıl saçlı muhabir, Müjgan, Ömür'ün tayini çıktığı için üzüldüğünü "Ama ben seni özlerim." cümlesiyle iletiyor Ömür'e ve Ömür'ün zihnine yerleşen bu cümle gün içinde birkac kere aklına gelince de eşi Feray' ı düşünerek hicap duygusuna dönüşüyor. Mars'a gitme günü gelip çattığındaysa kuzu kuzu taksiye binip havaalanının yolunu tutuyor el mecbur çünkü. İstifa edemedi, tayine itiraz da edemedi. Para da kazanması lazım. Bu yüzden havaalanından önce Kazakistan'a gidecek, oradan da füzeyle Mars'a yollanacaktı ama Mars' a gitmeden önce birkaç günlük sağlık taramasından geçilmesi gerekiyormuş. Yapılan tetkikler sonucu sağlığının buna elvermediğini, Mars' a bu durumda gidemeyeceğini, bir an önce bir doktora görünüp tedaviye başlaması gerektiğini söylüyor tane tane doktor. Başta bu duruma üzülüyor çünkü başlarda her ne kadar istemese de Mars'a gitme fikrine epey alıştırmıştı kendini, şimdi böyle bir gerçekle karşılaşınca kısa süreli bir şaşkınlıkla karışık üzüntü yaşıyor ama çabuk toparlıyor. İlk uçakla evine dönüyor ve karısına sürpriz yapmak istediği için haber vermiyor ona. Karısı kapıyı geç açıyor ve acar açmaz da yüzüne kapatıyor. Sonra polis çağırıyor karısı. Ömür aldatıldığını anlıyor ve bir şaşkınlık da o an yaşıyor. Ama yoluna devam ediyor. Boşanıyor, daha sonra babasını kaybediyor. Kendi içsel yolculuğuna çıkmak için memurluktan istifa edip kendine bir karavan alıyor. Oldukça akıcı bir hikâye okuyorsunuz. Hacimce de kalın olmadığı için keyifli hissediyorsunuz. İyi okumalar.

Kızıl SürgünTevfik Uyar · Destek Yayınları · 201939 okunma

·

39 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arzu Torun