Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Çocuksal kalıntı, işe yaramaz gözüyle baktığımız bilinç dışına itilmiş malzeme, insandaki bilinç dışının çekirdeğini oluşturur ve yaşamımızda önümüze bir engel gibi çıkar. Ruhumuzun derinlikleri, içgüdü ve baskın ruh çoğumuzun karşılaştığı olumsuz durumlardır. Hemen herkesin bir psikolojik eksiklik içinde hissettiği; Bilinçaltının derinlerinde saklı olup, bunun farkında olunmadığı birtakım nedenler vardır. Avusturyalı Nörolog Freud, bu konuda Psikanalitik kuramını kurdu. Bu kuram, bilinçdışı düşünceler, bazı olaylardaki bilinçsizlik özelliğinin belirtilmesi görüşüne dayanır. Freud nevrozların sebebi olarak insanın içgüdüsel bazı isteklerini bilinç dışına itmesi sonucunda bu isteğin dolaylı yollara saptırılmasını öngörüyor. İçgüdüsel istekler, bastırılmış hazlar, istekler yasaklar açığa kavuşturulmalı mıdır? İnsanın kendisine özgürlüğü nasıl olmalıdır? Sigmund Freud, benzer başlıklar altında Nevrozların, kuramının açıklamasını getirmektedir. Herhangi bir şeyi unutmak. Dalgınlık. Bunların sebepleri ve nedenleri nelerdir? Çok basit. Freud şöyle açıklıyor: “Yanılgılar gerçek anlamda ruhsal olaylardır.” Bir şeyi unutmak, onunla ilgili gerçekten bir olumsuzluk durumunun olduğunu gösterir. Yapılan şeyin bilinçaltında önceden olumsuz bir etki yaratması, gönülsüz olmak, konsantre olmamak diye sıralanabilir. “Dikkatsizlik yoktur, hata vardır” sözünü sanırım daha iyi anlatır nitelikte Freud’un bu görüşü. Çocukluğumuzun ilk yıllarında edindiğimiz izlenimler, anılar ileride yaşamsal doğrultuyu izlemesi bakımından büyük önem taşıdığını öğreniyoruz. Çocukluğumuzun ilk yılları olunca çoğumuz hatırlamakta güçlük çekeriz, bu yıllara ilişkin yaşantılardan bazı parçaları anımsarız. Böyle bir boşluğu dolduran Psikanaliz, o yılları kapsayan unutkanlığı ortadan kaldırmış ve tedavi için zemin hazırlayabilmiştir. “Çocuklardaki ruhsal yaşamın derinliklerine inme çabası, dikkate değer bazı bulguların ele geçirilmesine olanak vermiştir.” Gerçekten düşünüldüğü zaman insanın geçmişte yaşadığı olaylara dair bir şeyler hatırlayıp rahatsız olması, bilinçaltında kötü izlenimlerin, anıların kaldığının kanıtı olmakla birlikte, günlük yaşamda karşılaşacağı büyük engellerden bir tanesidir. Kendimizi bir kenara bıraksak, insanları, soluğumuz havadan bile psikolojimizin etkilendiği bu günde, insanın kendi kendisini tedavi etmesi, moral vermesi ne mümkün! Fakat Psikolijinin babası yine unuttuğumuz bir şeyleri hatırlatıyor: “Kendi içine dal! Ruhunun derinliklerine in! Kendini tanı!” “Bir insanın moral yönünü, yani ruhsal yönden etkilemeye çalışmak, pratikte daha çok başvurulması gereken ve işin özüne daha uygun düşen bir tutum olabilir! Sayfaları çevirdikçe Freud’un Darwin’in teorisine ilişkin biyolojik-ilkellik- önermelerin bilinçaltında doğuştan geldiğini okuyoruz. Mesela “Hayvansal darbeler”den değinilmiş. Bizim içimizden hiç çıkmayacak olan doğuştan gelen bazı darbeler, dürtüler. Cinsel tutukluklar, sapıklıklar, saldırganlık, ağır isteriler vs, biyolojik olarak Darwin’in teorisinden esintiler olduğu açık. İnanarak bekleyiş mesela. “İnanarak beklemek, tıbbın katkısı olmadan gözlerimizin önünde gerçekleşen bir mucize.” Tarzında ifadeler var. Bu ne demek? Kısaca Tanrısal öngörünün teoride, hayatta yer almadığı demek. Freud bunu ifade ediyor. Açıkçası filtreleyerek geçtiğimi de belirtmem lazım. Zannımca üzerinde durmaya değer gördüğüm bir konu değildi. Sigmund Freud okunulması, araştırılması, yazılarının tahlil edilip düşünülmesi gereken bir yazar. Bir sonraki kitap “Günlük Yaşamın Psikopatolojisi” olacak. İyi okumalar.
Psikanaliz Üzerine
Psikanaliz ÜzerineSigmund Freud · Say Yayınları · 20183,521 okunma
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.