Merhaba değerli kitapseverler!
Klasiklere devam ederken, dün yaşadığım bir olayı parantez içerisinde anlatmak isterim. Sokakta bir bayanla tanıştım ve kitaplar konusunda sohbete tutuştuk, şu anda Effi Briest'i okuduğumu söylediğimde, bana 'Bugün onu kim okuyor? diye sordu ve daha çok okumaya gerek duymadığının altını çizdi. 'Ben okuyorum işte' diye geçiştirsem de, kitabı okurken acaba haklı mı diye düşünmeye başladım. Ama bunda kitabın yapısının büyük rolü vardı. Kitabı rahatlıkla üçe bölebiliriz, başlangıç: Effi'nin evlenene kadar ki yaşamı ve ilk zamanı (kitabın 1/5 inini tutuyor), gelişim: evlilik süresi ve gelişimi (3/5) ve sonuç bölümü: işlerin sarpa sarması ve neyle son bulduğu (1/5). Başlangıç akıcı ve heyecanlıydı, gelişim bölümü ise çok yalın ve duru hatta sıkıcı. Bu kitabı okumakla doğru mu yapıyorum diye düşündüm ve kadının da yorumunun üstüne tuz biber oldu. Ama kitabın son bölümü, ah o son bölüm, okurken kafamın bir köşesinde kitaba vereceğim not on üzerinden 5, 6 ya düşmüşken 10'a firladı yine.
Verilen düşündürücü mesajlar tam benlikti.
Hayatın içinden bir hikaye okudum. Konusu evlendirilen genç bir kız olması hasebiyle kız evladına sahip her anne babayı ilgilendirdiği için hala güncel ve kitap bundan dolayı okunası hatta her ebeveynin okuması gereken bir kitap.
Spoiler verme pahasına daha teferruatlı yazmak ve yorumlamak isterdim ama inceleme ruhuna aykırı diye yapmıyorum.
Inceleme demişken, bazi arkadaşlar okudukları kitapları özet geçmeyi veya bölüm bölüm özet yaparak bölümleri yorumlamayı inceleme yazmak sanıyorlar. Özet geçmek spoilerin hası aslında, lütfen yapmayın...
Keyifli okumalar...