Gönderi

Ah sefil insan! Nasıl bir yaşam pusunda Tehlikeler arasında, gürültü patırtı içinde Sürüyor kısacık ömrünü; nasıl da tıka basa besliyor Semiz tutkularını, doğanın gereklerini aşarak! Doğa bilgece kısıtlamış iştahımızı oysa Ve arı arzulardan başkasını istemez; Ruh elde edebileceğinin kaygısıyla pek saftır; Dingin bir ruh, acılardan uzak bir beden. . . Bu cismani tertip de pek az şey gerektirir, Öyleyse doğal arzularımızı izleyelim Tüm isteğimiz bu olsun, korkular bir yana dursun Ki doymaz arzumuz dinsin. (2. 16-28). Üçüncü kitap Epikürcü ruh kuramını ve algılama mekanizmasını orta­ ya koyar. Önce ruhun maddi doğasını anlarız ve ölüm korkusunun çocuk­ ça olduğunun ayırdına ereriz. Ölü bir beden hiçbir şey duyumsayamaz ve ölümün geride acı içinde bıraktığı varlık, kişinin kendisi değildir. Ölümden dolayı yas tutmak ölünün ardında kalanların harcı olacaktır. Ölüm korku­ sundan kurtul diye seslenir Lucretius hamisine, Uyuyacak ve bir daha uyanmayacaksın zira; Yaşamı terk etmekle acılarını da terk edeceksin. Ama biz dostların, acının iliştiği bizler olacağız Ölümün seni terk ettiğini unutarak. . . Zaman gözyaşımızı kurutmayacak, seni aklımızdan silmeyecek Senin başına gelense altı üstü, hakkın endazesinde, Kesifbir uyku ve uzun, güzel bir gece olacak! (3. 90-6).
Sayfa 126Kitabı okudu
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.