Kendisini satın almaya gittiğim dükkanda, sayfalarına göz atarken, elimdeki tüm poşetlerimi unutup çıkmama sebep olduğu kadar... insanın kendini kaptırmamasının mümkün olmadığı bir kitap Lavinia.
Aslında tam da,
"Bir öykümüz olsa, duyan öyküsü sansa..."
satırlarında Özdemir Asaf'ın söylediği gibi okuduğunuz cümlelerde sizden parçalar bulmaktan alıkoyamıyorsunuz kendinizi.
Kitaba ismini veren Lavinia şiirini, karşılıksız bir aşka yazmış. Ama aşık olduğu kadının yerine de yaşamış aşkını. Hatta, yokluğuna bile aşık olmuş onun... Bu aşkı yazdıklarında, şarkılarında, sözlerinde en çok da kendi gözlerinde yaşatmış. Sevdiği kadını hiçbir zaman unutturmayacağını söylemiş...
"Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin."
Okumakta geç kalmış birisi olarak henüz okumadıysanız, okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Son olarak bahsetmek istediğim şey, bu kitapta okuduğum her satırda bir anlam bulmamı sağlayan "iyi ki"m...