Gönderi

Geçmişseverlik mi?
Selim İleri
Selim İleri
Goethe'ye sorarsanız, önem açısından şiirle dirimi birbirinden ayırmaz. Virginia Woolf, Shakespeare tek dize yazmamış olsaydı da yaşam sürüp gidecekti derken, dolaylı yoldan tıpatıp aynı şeyi söyler. Besbelli edebiyat toplumların kültürlerini ayakta tutan olanaklardan biri. Hattâ edebiyatın bu konuda öteki olanaklara oranla daha ağırlıklı bir yeri var. Kültür mirasının yeni kuşaklara devredilmesinde en güçlü rolü o oynuyor. Cevdet Kudret, büyük töre romancımız Hüseyin Rahmi'nin toplu eserini irdelerken şu saptayıma ihtiyaç duymuştur: "Büyük konak ve yalılarda yaşayan insanlardan en kenar mahallerde yaşayan yoksul halka kadar, paşası, efendisi, hanımı, küçükbeyi, gelini, kaynanası, mürebbiyesi, metresi, züppesi, zamparası, delisi, doktoru, hacısı hocası emeklisi, küçük memuru, aşçısı, hizmetçisi, yanaşması, evlâtlığı, üfürükçüsü, büyücüsü, tulumbacısı, dilencisi vb ile eski İstanbul'un her katından insanları onun eserlerinde kendi çevreleri, kılıkları görenek ve gelenekleri, düşünceleri, inançları, dilleir ve her türlü özellikleriyle yaşamakta; yarım yüzyıl önceki İstanbul'un atlı tramvayları, Kağıthane alemleri, Ramazan gecelerinde Şehzadebaşı gezmeleri, mahalle baskınları, ölü gömme törenleri, kenar mahalle kadınlarının konuşmaları vb bütün ayrıntılarıyla yazıya geçirilmiş bulunmaktadır." Burada "yazıya geçirilen" doğrudan doğruya bütün bir kentin, payitahtın kültürüdür. Mürebbiyeler, küçükbeyler, yanaşmalar, tulumbacılar bugünkü yaşamımızdan el ayak çektiler. Romancının kişisel çabası, dile getirmekteki tercihi söz konusu olmasaydı, yitip gitmiş bu kimlikler üzerine ancak sığ bilgiler edinecektik. Oysa kültür mirasını ayakta tutan kuru tarih değil, etlenip kanlanmış, canlı ayrıntı. Ahmet Rasim çocukluğunun, gençliğinin, orta yaşlılığının İstanbul'unu günü gününe ve her açıdan izlemeseydi, gündelik hayatın o dönemlerini gerçekten merak edenler için kim bilir ne kadar derin bir gedik açılacaktı. Reşat Ekrem Koçu'nun bugün sahaflarda bile bulunmayan görkemli İstanbul Ansiklopedisi'nin yarım kalmış olmasına üzülmemek elde mi? Kültürünün nereden nereye geldiği konusunda araştırıcı davranmayan toplumlarda, güne ilişkin toplumsal ya da bireysel sorunlar, ne yazık ki ikide birde çözümsüzlükle yüz yüze geliyor. Ağır bir ödeyiş bu. Goethe'yi izleyelim: Mâziyi kavramayan onu bir kez daha yaşamak zorundadır. Hüseyin Rahmi eski İstanbul'u ve eski İstanbul'da billurlaşmış imparatorluk minyatürünü dile getirirken, yarının, kimi aksaklıklardan arınarak yeni bir hayata açılması özlemini taşıyordu. Refik Halit'in Sakın Aldanma, İnanma, Kanma'sı Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki toplumsal görünüme de yer ayırmıştır. Bu bölümü rakamları, markaları, ölçekleri değiştirerek okuyun, bugünün alışveriş ortamından ayırt edemezsiniz. Refik Halit'in yakınması ve önerisi ciddiye alınsaydı, keşke alınabilseydi... Gelgelelim bu soydan çabalar bizde kimseyi fazla ilgilendiremez. Edebiyatsever olduğunu ileri süren herhangi bir okur, o gün moda olan kitaptan ötesini okumaya yanaşmaz. Yazarlarımız ölüm tarihlerine kadar gündemdedir. Ölüm tarihleriyle birlikte unutuluşun soğuk kıyılarına terk edilirler. Modern edebiyatımızın öncü yazarları, çağdaş sanatımızın ilkleri, değişik nedenlerle İstanbul'u, bu kentin semtlerini, kimi evleri, doğayı ve eşyayı tasvir etmek ihtiyacı duymuşlardır. Bir bakıma hepsi de yaşadıkları kente, o kentin o günkü mimarisine, toplumsal yaşayışına, değerler dizgesine tanıklık etmişlerdir. Yaşadığı dönemi geleceğe yazmış olmak, bir yazar için başlı başına bir övünç kaynağıdır. Edebiyatımızı değerlendirenler bu sorunda da da talihsizlikler yaratmış, çürük savlar ileri sürmüşlerdir. Hatırladığı İstanbul'u, Boğaziçi'ni, Çamlıca'yı, Büyükada'yı, olanca renkliliğiyle kaleme almış Abdülhak Şinasi mâziperestlikle suçlanmıştır. Oysa yazar kültürün yitip giden özelliklerine yas tutmuştur. Öyle sanıyorum ki benzeri aymazlıklardan bizi gerçek edebiyatseverler kurtarabilir. Moda olan kitapları değil de, değeri bilinmemiş, dikkate alınmamış, unutulmuş kitapları okumayı seçenler...
·
76 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.