Tepeye ulaştığında, terden gömleği üzerine yapışmıştı. Rüzgar kuruttu. Yorgunluktan eser kalmadı. Aşağı baktı, tırmandığı sel yatağına ve tepeden bakıldığında daha yeşil, daha parlak görünen denize. Ormanın düz ve yumuşak zemininde yürümek, uçma hissi uyandırdı onda. Ellerini cebine soktu, ıslıkla "Ti'ne Afto" çaldı, dalların altından geçmek için arada sırada eğiliyordu. s. 173