Gönderi

İslam kadınlarının mülk edinme özgür- lüğü -öyle nice karşı çıkmalardan sonra, bir parlamentonun tensibine binaen, batılı kadınlardan bazılarına verilen hukuki imtiyazlar gibi, yeni bir olay değildir. Aksine bundan bin üç yüz bu kadar sene evvel ortaya çıkan şeriat koyucunun adil hükümleriyle temin olunmuş bir haktır. Bu sözümüzü destek- lemek için Batılılara karşı fıkıh kitaplarındaki konuları şahit göstermeye çalışmak ne mümkündür ne de faydalıdır. Yalnız onlara kendi dillerine çevrilmiş bir Kur'ân-ı Kerîm nüshasını açıp da dördüncü suresinin kadın haklarına ilişkin ayetlerinin gösterilmesi, iddia edileni ispata yeterlidir sanırız. Her türlü usul ve hükümlerinin üstün olduğunu Doğuluların dinleye dinleye artık usandığı o medeni Avrupa'da, kadın hakları an- cak bundan yarım asır önce adil bir şekilde kabul görmeye başladı. Meşhur İngiliz yazarı John Stuart Mill'in yani Kadının Köleleştirilmesi ismiyle yazmış olduğu bir kitaptan, 19. asırda bile İngiliz kadınlarının durumunun ne seviyede bulunduğu pek iyi anlaşılmaktadır (The Subjection of Women). Şimdi biz burada bir soru soralım: Bu son zamanlarda Batı'nın gelişmiş sayılan ülkelerinde yapılan genellikle kadın haklarına ilişkin iyileştirmeler, Hristiyan olmayan ülkelerin kadınları için im- renilecek derecede midir?
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.