"Kader insana çekmesi gereken bir sıkıntı verdiğinde ona katlanmak, günahlarından arınmasını sağlayabilirdi"
Dündar annesinin yattığı hastanede, kendini bu düşünceyle teselli ederken yaşadığı çaresizliği,korkuyu, acıyı, umudu yaşayan biri olarak o kadar iyi anladım ki bitene kadar elimden bırakmadım.
Hastanede başlayan bu yolculuk, Mithat Bey'in gönlüne düşen ilk cemreyle Fransa sokaklarında keyifli bir yolculuga dönüşerek devam ediyor.İste kitapları bu yüzden seviyorum Fransa'da yaşayan akrabalarım olmasına rağmen nasıldır diye bir kez sormamışımdır.Bilemiyorum belki de bir Paris rüyası hikayesi daha kaldıracak tahammülüm kalmadığından olabilir artık *Mont Saint Michel* 'in büyüleyici güzelliği ve Marsila denizcilerinin gürültülü sohpetlerini biliyorum..
Resim yapmak için paristen daha güzel bir şehir olmadığını da..
Bu güzel yolculuk bir ailenin birbirlerinden sakladığı sırlarla devam ediyor ve beklenmedik sürprizler...
Kitabı genel anlamda beğendim. Sade, akıcı, yormayan bir dille yazılmış. İçerisinde aşk dram dostluk aile seyahat var ancak bitmesin istedim. Çok daha uzun bir kitap olabilirdi ve keyifle okurdum..
"La vie est une bonne coincidence"