Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
Carver'in öykülerinden daha önce tanımış ama Katedral'e başlamamış olanlar için söylüyorum: "Carver, bildiğiniz gibi. Son halinde nasıl bıraktıysanız öyle." Kırlık bir alana ilkbaharda gidiyorsunuz ve taze çimenlerin kokusunu, yeni yeni boy veren papatya ve diğer çiçeklerin kokusunu alıyorsunuz. Dilinizde bir ezgi, mırıldanıyorsunuz. İçinizden sekerej dolaşmak geliyor bu çiçeklerin arasında. Hatta kimi zaman uzanıp otların üzerine öğle vaktinin bahar sıcağını ve mavi gökyüzünü seyrediyorsunuz. Carver'in öykülerinde dolaşırken bu hissi alabilirsiniz. Ama dikkatli olmak gerek çünkü her zaman sadece yeşil çimen kokusu, papatya kokusu hissini tek başına yaşamazsınız. Bu çimenlerde dolaşan küçük canlıları unutmamalısınız. Sizi sinir edecek, keyfinizi kaçıracak, kaşındıracak bu canlılar da olacaktır etrafınızda. Carver de sadece güllük gülistanlık öyküler sunmaz okuruna. Sıradan, basit, ee ne var bunda dedirten öykülerle birlikte hatta bunu yazmaktan kolay ne var! Ben de yazarım bunu! dedirten öykülere sahip. Ama var mı öyle yağma! Acıtan öyküler, içtiren, yaşanmışlıkları hatorlatan öyküler bunlar. Bir derinliği, bir zemini ve ön çalışması, ön yaşamı olan öyküler. Carver'den yine de çok fazla bir beklentiye girilmez. Onun sadeliği düşünülerek okunur öyküleri.
Katedral
KatedralRaymond Carver · Can Yayınları · 2014445 okunma
·
256 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.