Paulo Coelho'nun Endülüslü çoban Santiago çevresinde hayatı sorgulayan, anlam arayışı içindekilere ilaç gibi sunduğu değerli roman. Doğanın ve evrenin dilini çözmeye çalışmak... Bir dil ki aslında her tarafta avaz avaz bağırıyor; bir kuşun havadaki uçuş rotasında, koyunların dinginliğinde, çölün sabrında, rüzgarın bütün evreni dolaşışında, bütün oluşumlarda... ama bizim kulaklarımız sağır belki o dilin sesindeki desibele henüz inemedik ya da çıkamadık. Ve gözlerimiz görüyor ama aslında görmüyor. Kör olan yerlerimiz çok. İşte o körleşen yerlere şifa arayanların romanı. Küçük sayılacak yaşta elime almıştım bu kitabı, haliyle sıkılmıştım. Gelişen olaylara, kurguya bir anlam verememiştim. Şimdi seneler sonra ikinci kez elimde kitap. Ve her şey daha bir anlama büründü. Kişisel menkıbe, hayat, yollar, yazgı ve insanın yazgı karşısındaki konumu, hayaller, evren .. Sorguladım beraber Santiago ile birlikte. Hayatta şimdiki konumumla asıl Rabia'nın kişisel menkıbesini merak ettim, sordum kendime ve bir miktar azim verdi. Kendimle savaşma gücü uyandı benliğimde. "Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, Evrenin Ruhu'nda bu istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir." diyor kitap. Çok anlamlı. Çünkü her insanın bir yolu var. O yol sadece yüreğin kılavuzluğunda yürünebiliyor. Yüreğini dinleyip onunla bütünleştiğin vakit Evrenin Ruhu da yardım ediyor sana. Böylece kendini gerçekleştirmiş bir varlık oluyorsun. Bunun değeri paha biçilemez. Herbirimizin hazinesi kendi yüreğinin içinde gömülü , ona gidecek manevi yolu görebilmek için de birçok işareti anlamamız birçok gözü içimizde uyandırmamız gerekiyor. Çünkü "Hayatta, her şey işarettir," ve "Sözcüklerin ötesinde bir dil var," dır.

SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2015206,8bin okunma

·

90 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rabia Uslu