Gönderi

Savaştıkları zaman insan hayatını canlı, ebedi tarafını, hayatın cevherini teşkil eden her şeye, onun en asil ve en hâlis unsuruna: haysiyet, şeref, vicdan hürriyetlerine dört elle sarılırlar. Ruhlarının selâmeti uğrunda mücadele ederler. Fakat kurtuluştan sonra insanlar yaşamak için mücadele etmek zorunda kalmışlardı. Bu yüz kızartıcı, korkunç bir şeydir; yaşamak için mücadele etmek, utandırıcı bir zarurettir. Can pazarı! Bu, köleliğe karşı, hürriyet uğrunda, insanlığın haysiyet ve şerefi uğrunda, namus uğrunda bir mücadele değildir. Açlığa karşı mücadeledir. Bir lokma ekmek için, bir kürek ateş için, çocukları örtecek bir paçavra için, üzerine yatacak bir çuval saman için mücadeledir.
Sayfa 19 - Baskı: Temmuz 1959 - Varlık Yayınları
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.